Boğaziçi Üniversitesi'nden emekli olursunuz, okula girişiniz yasaklanır, bu hakkı geri almak için mücadele edersiniz. Ülkenin en önemli festivallerinden biri 60'ıncı kez düzenlenecekken, 'Yok size festival' denerek yasaklanır, onu geri kazanmak için mücadele edersiniz. Her şey bu kadar zor olmamalı.
Bahadır Kaleağası, Avrupa Birliği-Türkiye ilişkisini ele alarak üç bilinmeyenli bu denklemde değişkenlerdeki farklılıkların nasıl sonuçlar doğuracağını tane tane anlatıyor. “Yeni bir Avrupa kurulur; Türkiye de orada yerini alır. Kurulur mu? Alır mı? Mümkün. Mümkün ve de dünya düzeni ve her iki taraftaki vatandaşlar için faydalı” diyor Kaleağası.
Ekim ayının ilk gününde tam da sonbahar kendini iyiden iyiye göstermeye başlamışken, günler kısalıyorken canınızı bir de ben sıkmak istemezdim ama var böyle gerçekler. Özgür Gökmen Çelenk’in, Dr. Zerrin Pelin’le görüşmesinden kritik sonuçlar çıkıyor karşımıza. Yeterince uyumanıza rağmen hep yorgun uyanmak, horladığınıza dair çevrenizden size yöneltilen iftiralar, baş-boyun bölgenizde terleme gibi durumlar sizde uyku apne sendromu olduğu anlamına gelebilir. Devamını haberde okuyun ve önleminizi alın derim.
10Haber’in de etki alanının genişlediğini gösteren bir haber. Yıldız Holding Onursal Başkanı Murat Ülker, holdingin borçlarının 7 milyar dolardan 1 milyar dolara nasıl indiğini İsmet Berkan ve Barış Soydan’ı holding merkezine davet ederek anlattı. Barış Soydan’ın yazısından aktarayım: “Borçların FAVÖK’e oranı 6.5-7 çarpandan 2.5 çarpana inmiş. Yani dağ gibi borç erimiş. Yıldız Holding’in avantajı, ana faaliyet alanları gıda ve perakendenin krizlere dayanıklı, borsa jargonuyla ‘defansif sektörler’ olması.” İsmet Berkan da bu buluşmayı ayrıca kaleme aldı. Onu da buradan okuyabilirsiniz..
Düşünün Boğaziçi Üniversitesi’nde ülkemizi muasır medeniyetler seviyesine taşımak amacıyla mezun olan binlerce insanı yetiştiriyorsunuz ve günün birinde emekli oluyorsunuz. Emeklilik sonrası bir bakıyorsunuz ki o okulun rektörü sizin buraya girişinizi yasaklıyor. Gerçekten insan çıldırır. Ama bunlar ülkemizde oluyor. Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Naci İnci, emekli akademisyenlerin okula girişini yasaklamıştı. Mahkeme bu kararı ‘açıkça hukuka aykırı’ bulmuş. Şimdi akademisyenler giriş kartlarının aktif hale getirilmesini bekliyor. Buse Çelebi, Emeritus Prof. Dr. Alpar Sevgen’den yaşananları dinlemiş ve anlatıyor. Hocamız, ‘Her şeyi yıkıyorlar’ diyor. Haksız mı?
Bir dev gazeteciyi yitirdik bu hafta. Hıfzı Topuz, 1923’te doğduğunda henüz Cumhuriyet ilan edilmemişti. Ama o Cumhuriyet’i yaşadı ve yazdı. Basınımızın tarihini yazacak kadar duayen bir gazeteciydi. Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın kurucularındandı. İletişim fakültelerini açılmasına önayak oldu. Romanlar yazdı ve en çok da yazmayı sevdi. Hayatını yazıyla kazandı ve bize dönüp dönüp danışacağımız devasa bir külliyat bıraktı. Bu dünyadan bir Hıfzı Topuz geçti.
Ülkemizin anamuhalefet partisinin yapamadığı muhalefet için de insanların mücadele etmesi gerektiğini spotta belirtmeyi ihmal ettim mesela. Meselenin bir de bu boyutu var. Buyrun Hazar Dost’un haberine: “10Haber’in gündeme getirdiği CHP’nin YSK’dan seçmen listelerini geç istediğine dair haberimizle alakalı CHP, YSK’ya başvurunun 18 Eylül’de yapıldığını açıklamadı. Listelerin güncel olduğunu söylese de İstanbul’da birçok ilçedeki sistemde hala 28 Mayıs’taki seçmen listesi görülüyor.”
Bu hafta uzak diyarlarda önemli bir spor gelişmesi oldu NBA’de uzun süredir beklenen Damian Lillard takası gerçekleşti. Yaz aylarının başında takımından takasını talep eden yıldız isim Giannis Antetokounmpo’lu Milwaukee Bucks’ın yolunu tuttu. Karşılığında Jrue Holiday ve Phoenix Suns’lı DeAndre Ayton Portland Trail Blazers’a, Jusuf Nurkic ise Phoenix Suns’a gitti. Tüm bu bulmacayı Kutluhan Kocadağ’ın kaleminden okuyoruz.
Dizicinin Rehberi köşemizi okuyor musunuz? Okumuyorsanız bugün başlamak için güzel bir gün. Son yazısında televizyonda yeni sezonun ilgi gören dizilerinden ‘Dilek Taşı’ vardı. Özgecan Büyüker, son bölümde yaşananlardan başlıyor anlatmaya sonra da bir ‘flashback’le ilk üç bölümde yaşananları özetliyor.
Zeynep Güven, dikkat çekici bir sorunun peşinden gidiyor. Bu yolculuğa katılmanızı öneririm. ‘Seçkinler nasıl boşanır’ sorusu, başlı başına boşanmanın bile sınıfsal olabileceğini gösteriyor esasında. Sözü Zeynep Güven’e bırakayım: “Boşanmak sancılı bir süreç değil mi? Öyleyse neden çiftler duruşmaya el ele gidiyor, ayrılığa kadeh kaldırıyor, özenle seçilmiş sözcüklerle birbirini onore ediyor? Son olarak Suzan Sabancı-Haluk Dinçer çifti de boşanırken evliliklerini güzel sözlerle andı. Satır aralarında da mesajlar vardı.”
Vigdis Hjorth geçen hafta çokça karşınıza çıkmıştır. İstanbul Uluslararası Edebiyat Festivali’ne katılan çağdaş Norveç edebiyatının önemli yazarı, bu ziyaretinde Ilgaz Gökırmaklı’yla da konuştu. 2016’da yazdığı ‘Miras’ kitabı onu tartışmaların merkezine getirmişti. Çünkü gerçeğe dayalı bir aile travmasını anlatıyordu. Bu roman, yazarın zaten bağlarını kopardığı ailesiyle başka bir krize daha neden olmuştu. Ilgaz sorularıyla Hjorth’ün bu dönemini didiklemiş.
Söyleyecek söz yok. Son durum şu: En son 12 Eylül askeri darbesi sırasında düzenlenmeyen Antalya Altın Portakal Film Festivali, bir haftalık kriz süreci sonunda iptal edildi. Kararı Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek duyurdu: “Altın Portakal siyaset üstüdür. Kimsenin siyasi emellerine malzeme ettirmeyeceğim.” Bu sürecin iptal adımına kadar yaşananları da bir zaman çizelgesi olarak aşağıya iliştiriyorum. Ne kadar yorucu bir süreç ve tüm emeklerin bir kalemde silinmesine üzücü bir örnek olarak kenarda dursun.
24 Aralık 2023 - 10Haber’de geçen hafta: Orduda garip gelişmeler
17 Aralık 2023 - 10Haber’de geçen hafta: Hakem yumruklama bile bu gündemde tutunamıyor
10 Aralık 2023 - 10Haber’de geçen hafta: Türkiye gündemine deprem arası
3 Aralık 2023 - 10Haber’de geçen hafta: Seçilbank ve ekonomimizin durumu
26 Kasım 2023 - 10Haber’de geçen hafta: Futbolcuların bu kadar paraya ihtiyacı mı varmış?