Sahada büyük panik! Kupanın önüne geçen sakatlık
Beşiktaş tarihinde ilk kez en az dört teknik direktörle bir sezonu bitirecek. '50 kupa alırım' diyen Rıza Çalımbay, 50 gün dayanamadı. Çalımbay, Hasan Arat, Samet Aybaba ve Feyyaz Uçar için ağır ifadeler kullandı. Yeni hoca için arayışlar başladı.
Beşiktaş tarihinin en kötü sezonlarından birini geçiriyor. Sezona Ahmet Nur Çebi başkanlığında Şenol Güneş yönetiminde şampiyonluk parolası ile başlayan siyah beyazlılarda hem Süper Lig’de hem de Konferans Ligi’nde istenilen sonuçlar gelmeyince kriz başladı. Fenerbahçe ve Galatasaray’ın başarılı performansları ve yapılan transferlerden verim alınamaması Beşiktaş taraftarını tribünlerde isyan etti. Tribünün isyanı yönetimde de yankı buldu, Ahmet Nur Çebi yönetiminde istifalar yaşandı.
Evde 3-2 kaybedilen Lugano maçından sonra Şenol Güneş istifasını verdi, başkan Ahmet Nur Çebi olağanüstü kongre kararı aldı. Şenol Güneş’in yerine gelen Burak Yılmaz’ın siyah beyazlılardaki günleri sayılı oldu. Yine Konferans Ligi’nde Tüpraş Stadı’nda 2-1 kaybedilen Bodo/Glimt karşılaşmasından sonra Burak Yılmaz ile yollar ayrıldı.
Burak Yılmaz, Beşiktaş’taki son günlerinde Rıza Çalımbay’ın basına verdiği söyleşilere tepki gösterdi. “Burak Yılmaz teknik direktörlügü çok erken başladı. Antrenörlük liderlik ister.Onun zamana ihtiyacı var” diyen Rıza Çalımbay, gelen teklifleri Kara Kartal için reddetiğini söylüyordu.
Siyah beyazlıların efsanesi şöyle konuşuyordu: “Beşiktaş’ta çalışsam 50 kupa kaldırırım. Mevcut Beşiktaş kadrosu şampiyonluğa oynayacak bir kadro. Bu arkadaşlarımızın yüzde 80’i 90’ı hazır gelmemiş. Bizim en önem verdiğimiz şeydir o. Hazırlık döneminde oyunculara farklı yüklemeler yaparız. Alınan oyuncuların kariyerleri çok iyi ama fizik olarak hazır olmayan arkadaşlar var. Beşiktaş takımı ne ligden ne şampiyonluktan kopar.”
Ahmet Nur Çebi, seçim öncesi Burak Yılmaz’dan boşalan teknik direktörlük görevine Rıza Çalımbay’ı getirdi. Çebi, yeni yönetimin önünü açmak için ona 20 Aralık’a kadar opsiyonlu bir sözleşme teklif etmişti. Beşiktaş için teklifleri reddetiğini söyleyen Çalımbay, bunu bile kabul etti. 2005’te çalıştırdığı Kara Kartal’a 18 yıl sonra geri dönmüştü. Ama onun yönetiminde de Beşiktaş, bir türlü istediği çıkışı yakalayamadı. Başakşehir ve Samsunspor karşısında alınan galibiyetlerden sonra ardı ardına gelen sakatlıklar, Ankaragücü beraberliği, Brugges karşısında alınan farklı yenilgi, gündemi seçim olan Beşiktaş’ta çok konuşulmadı.
Seçimi Hasan Arat’ın kazanmasıyla yeni dönem açıldı. Futbol, yönetim kurulu üyesi Feyyaz Uçar ve sportif direktör olarak seçilen Samet Aybaba’ya emanet edildi. Yeni yönetimin ilk maçı Fenerbahçe’ye karşıydı.
Yenilendikten sonra stadını kaleye çeviren Beşiktaş, Süper Lig’de Fenerbahçe ve Galatasaray’a hiç kaybetmemişti. Maçtan sarı lacivertliler 3-1’lik galibiyetle ayrılırken sonuçtan çok oynanan oyun Beşiktaş yönetimini rahatsiz etti.
Yönetim acil olarak toplandı. Fatura Fransızca konuşan beş futbolcuya çıktı. Vincent Aboubakar, Rachid Ghezzal, Valentin Rosier, Eric Bailley ve Jean Onana disiplinsiz davranışlar ve performans yetersizliği nedeniyle kadro dışı bırakıldı.
Beşiktaş, yönetimi 20 Aralık’ta sözleşmesi otomatik olarak yenilenecek Rıza Çalımbay’dan bir haftalık erteleme istedi. Çalımbay buna ‘evet’ dedi.
Ama siyah beyazlıların yeni teknik direktör arayışı herkes tarafından biliniyordu. Çalımbay artık futbolcular için ‘gidici’ olduğu bilinen biriydi. Tüpraş Stadı’ndaki yenilgiler Şenol Güneş ile Burak Yılmaz’ın sonunu hazırlamıştı. Alanyaspor karşısında alınan 3-1 yenilgi de Rıza Çalımbay’ın gitmesine neden oldu.
Beşiktaş basın iletişimi önceki akşam maçtan sonra Rıza Çalımbay’ın açıklamasından sonra yönetici Feyyaz Uçar’ın konuşacağını duyurdu. Ancak siyah beyazlıların teknik direktörü hem yönetim hem de başta kaleci Mert Günok, stoper Amartey ve sakat Gedson Fernandes olmak üzere futbolcular hakkında çok ağır sözler söyledi. Çalımbay, “Takımın bağı yok. Yıllardan beri ilk kez kadro dışı oluyor. Takımda tam her şeyini vermeyen oyuncular var. Düzeltmeye çalıştık. Sezon başı gelseydim bu takımın yarısını almazdım. Beşiktaş büyük bir kulüp. Beşiktaş’a layık oyuncuları alacaksınız. Bu duruma düşmezdim. Yeni yönetim geldi. Beş kişiyi kadro dışı bıraktı. Bu oyuncuların kariyeri mükemmel. Bu isimler bu maçta oynasalardı böyle olmazdı. Beşiktaş’ta olmaması gerekiyordu. Bu, takımı bozuyor. Yeni yönetimin mutlaka bir şey yapması gerekiyordu ki böyle bir karar verdiler. Benim açımdan sıkıntı. Zaten kadro kuramıyorum. Daha da zor oluyor. Bir şey olduğuna göre de yapılması gerekiyordu.”
Rıza Çalımbay’ın eleştirilerinden futbolcular da nasibini aldı. Fenerbahçe maçında tarihi farkı önleyen Mert Günok için “Ya sen nasıl kalecisin, oradaki topu vuracaksın gidecek, bu kadar basit” diyen Çalımbay konuşmasına şöyle devam ediyordu: “Gedson oynayabilirdi mesela, oynayabilirdi. Ayağı o kadar önemli değildi, oynayabilirdi. Amartey orada son adam. Geride bir tek kalecisi var. Topa vurarak uzaklaştırması gerekiyor. Ama doğru hamleyi yapamadı.”
Beşiktaş yönetiminde Rıza Çalımbay’ın sözleri büyük rahatsızlık yarattı. Feyyaz Uçar’ın yapacağı açıklama iptal edildi. Yönetim olağanüstü toplandı. Toplantıda Rıza Çalımbay’ın ipi çekildi. Yönetim, Rıza Çalımbay’la yolları ayırma kararı aldı. Karar, yazılı bir açıklamayla duyuruldu. Hatayspor’la pazartesi günü oynanacak maçta takımın başında Serdar Topraktepe olacak.
Rıza Çalımbay, ’50 kupa alırım’ diyerek 10 Kasım’da geldiği Beşiktaş’ta 42 gün dayanabildi. Siyah beyazlılar, 60 yaşındaki teknik direktörün yönetiminde çıktığı yedi maçta üç galibiyet, bir beraberlik ve üç yenilgi aldı. Bu maçlarda sekiz kez fileleri havalandıran Kartal, kalesinde 13 gol gördü.
Alanyaspor karşılaşmasının ardından düzenlenen basın toplantısında oyuncularına sert ifadelerle yüklenen Rıza Çalımbay, siyah beyazlı kulübün aldığı ayrılık kararının ardından Beşiktaş’ın Instagram hesabını takipten çıktı. 60 yaşındaki teknik direktör, daha sonra basın toplantısı yaparak açıklamalarda bulundu. Çalımbay’ın açıklamaları özetle şöyle…
Mert Günok’tan özür diledi: Biz Beşiktaşlıyız. Ben Beşiktaş’ın altyapısından yetiştim, hiçbir kulübe gitmedim. Orada da bir sürü başarı yakaladık. Sonra antrenörlüğe başladık. Beşiktaş’ta çok kısa antrenörlük yaptık. Tabii ki biraz olaylı şeyler oldu. Önce dünkü maçtan dolayı özellikle kaleci Mert ile ilgili yanlış sözler söyledim. Maçtan çıktığımda yoğunluktan dolayı sıkıntılıydım. Sinirlenmiştim. Yediğimiz goller hiç yakışmadı. Birkaç sözümde Mert’in adı geçti. Ama kötü niyetle söylemedim. Alınmasın. Çok karakterli arkadaşımız, çok iyi bir kaleci. Milli takımın da kalecisi. Onun için ondan özür diliyorum.
Çebi ‘ihtiyacımız var’ dedi, geldim: Ahmet Nur Çebi Başkanımız beni aradı ‘İhtiyacımız var, sen yaparsın’ dedi. Beşiktaş’ın ihtiyacı varsa her türlü gelirim. Şimdi bile olsa yine gelirim. Seve seve elimden geleni yaparım. Bu sefer biraz karışık oldu. Ahmet Nur Çebi ile beraber yaptığımız konuşmada bana üç haftalık gibi bir şey, kongreye kadar bir sözleşme önerdi. ‘Tamam size yardımcı olurum’ dedim. Para filan kesinlikle konuşmadım. Her şeyi kendisine bıraktım. Sonra göreve başladım. Onun istediği üç maçtı. Üç maçı iyi geçtik. Sonra kongrede başkan adayları çıktı ortaya. Takımın başında olduğum için onlara bilgi vermeliydim. Samet ağabeyle görüştüm, Şifo Mehmet’le de görüştüm. Bilgileri verdim. İkisinin de net konuşmaları ‘Rıza hoca ile devam edeceğiz’ dediler. Sonra Hasan Arat başkan olduktan sonra görevimize devam ettik.
‘Birisi de Rıza Çalımbay ile devam edeceğiz demedi: Bir süreç vardı. Ben sonradan öğrendim. Ahmet Nur Çebi’nin bizimle yaptığı sözleşme 2024’ün 6’ıncı ayına kadardı. Ama yeni yönetim 15 gün içinde feshedebilir maddesi vardı. Ben işime devam ettim. Samet ağabey ve Feyyaz gelince mutlu oldum. Eski arkadaşlarım. Tabii ki başkanların öyle konuşmalarından dolayı devam etmemiz gerektiğini söyledik. Ayın 27’sinde mukavele bitecek diye konuşuldu. Üzüldüğüm şeylerden biri: Bu kadar şeyler çıkıyordu, bir kişi de gelip de ‘Rıza Çalımbay bizim teknik direktörümüzdür, sonuna kadar gideceğiz’ demedi. Tevfik Yamantürk, Divan Kurulu toplantısında ‘En az 1,5 yıl Rıza Çalımbay’ın kalması gerekir’ demişti ama yönetimden bir ses çıkmadı. Üzüldüğüm şeylerden biri de ben Hasan Arat ile hiç görüşmedim. Hiç konuşmadık. Ben takımın teknik direktörüyüm. Önemli değil… Ama Samet ağabey ve Feyyaz ile sürekli görüştük.
Beş maçlık teknik direktör değilim: Kontratımın bitimine son iki maç kala benim mukavelemi uzatmak istediler. İki maç daha istediler. Ben iki maçlık, beş maçlık, bir aylık antrenör değilim. Ben çok iyi antrenörlük yapan biriyim. Çok başarılar kazanmış biriyim. Ne ben iki günlük oraya gelirim ne de bir aylık. Ben sadece Beşiktaş’ın ihtiyacı olduğu için zor günde elimi taşın altına koydum. Ama aldığımız takım belliydi. Ligden kopmuş, Avrupa’dan elenmiş bir takım aldık. Onunla uğraştık. 1-1,5 ay gibi bir şey oldu. Şimdiye kadar bu kadar kısa sürede antrenör ayrılmamıştır. Hepsi 6-10 ay gibidir.
Samet Aybaba ve Feyyaz Uçar’a inanıp imza attım, aramadılar: Samet ağabey ve Feyyaz’la konuştuk. Onlar bana tekrar ısrar ettiler. İki maç daha uzamasını istediler. ‘İki maç oynayalım, sonra oturup sözleşme yapacağız’ dediler. O zaman size güveniyorum dedim. İmzayı attım. İsviçre’ye maça gittiğimizde, arkamdan avukatıma ‘Eğer yarın 15.00’de mukaveleyi uzatmazsanız feshedeceğiz’ diyorlar. Ben maçtayım… Maçtayken böyle bir şey gönderilmez. Beşiktaş zarar görmesin diye kimseye söylemedim, şimdi söylüyorum. Ben ne para için ne de başka bir şey için gittim. Hasan Arat’ın kızdığı bir şey, Ahmet Nur Çebi’nin kontatını kabul etmemeleri. Halbuki Çebi onların önünü açmış, 15 gün içinde feshedilebilir diye. Ben onlara güvenerek imzayı attım. Onlar beni aramadı. En çok üzüldüğüm olaylardan biri bu.
Alanyaspor en iyi oynadığımız maçlardan biriydi: Abartmak istemiyorum ama en iyi oynadığımız maçlardan biriydi son maç. Bireysel bariz hatalar yaptı. Adamlar bize gol atsın diye en güzel şeyleri yaptık. Çok üzüldük. Dün gece maç bitti, ben tesisteyim. Önce Samet ağabey, Feyyaz ve bir yönetici geleceğiz dediler. Sonra Samet ağabey ve Feyyaz gelmedi. Üç yönetici geldi. Onlarla konuştum. Onların da istekleri, bu gece dediler. Gece saat 1 olmuş ‘Bir şey yapmam ben’ dedim. ‘Yarın basın toplantısı yaparım, bırakırım’ dedim. Onlar direttiler. Ben kabul etmedim. Ben yanlarındaydım. ‘Açıklamayı yapın, serbestsiniz’ dedim. Onlar da zaten hemen yazmışlar ‘Ayrıldık’ diye. Sonuç buraya kadar… Onların dediğini yapmadım, kendi bildiğim şekilde sizlerle görüşmek istedim. Çünkü çok yıpratanlar oldu. Gitmemi çok isteyenler oldu. Sosyal medyada sürekli çıkıyor, bir yönetici ne Samet ağabey ne başka biri ‘Rıza Çalımbay bizim antrenörümüzdür’ demiyor. Ben Beşiktaş için yaparım onu ama antrenörlük kariyerimde yapmam.
Beş oyuncunun kadro dışı bırakılması kararını Samet Aybaba aldı: Samet ağabey aradı beni. ‘Biz beş oyuncuyu kadro dışı bıraktık’ dedi. ‘Biz’ diyor, ben yokum. Onlar yapıyor yani. ‘Abi kim’ dedim. Saydı bana. ‘İyi hayırlı olsun’ dedim. Bitmiş yani, olay bitmiş. Onu dün yöneticilere söyledim. ‘Siz bunu yaparken niye benim fikrimi almadınız’ dedim. Onlar da ‘Samet hocalar yaptı’ dedi. Kadro dışı bırakılan beş kişinin içinde benim de istediğim oyuncular vardı. O oyuncuların takıma zararı vardı. Sıkıntı yaşadığımız oyuncular vardı. Ama ben hiçbir zaman çalıştığım kulüplerde bir oyuncuyu kadro dışı bırakmadım. O yüzden ben ‘Olabilir’ dedim.
Sözleşmeni yenileyeceğiz, transferlere başlayacağız dediler: Samet abi ve Feyyaz hoca mukavele süresi bittikten sonra ‘Biz beraber oturacağız, başkan da gelecek ve senin sözleşmeni yenileyeceğiz. Transferlere başlayacağız’ dediler. O yüzden Samet ağabey Belgrad’a gidip, bir stoper izledi.
En üzüldüğüm şey Samet Aybaba ile Feyyaz…: Ben sosyal medyayla pek ilgilenmiyorum. Oradan çıkmayı bile bilmem. Nerede olduğu bilmiyorum. Bizim o işle ilgilenen arkadaşımız var. O yapmıştır. Ben onu çözerim, sorun değil. Ben futbol hayatımda sosyal medyada bu kadar gündeme gelmedim. Abartıyorlar. Ben hiçbir zaman disiplinimi bozmadım. Bu olaydaki en üzüldüğüm şey benimle konuşmaya gelen yöneticilerin yerine isterdim ki Samet Aybaba ile Feyyaz gelsin. İkisi de aramadılar. Ben onlara güvenerek imza attım ama maalesef onlar gelmedi. Ben yöneticilerle görüştüm. En çok üzüldüğüm şeylerden biri oydu.
Başkanla konuşmamız bana entresan geliyor: Başkanla görüştük, şöyle görüştük. Futbolcularla tanışmaya geldiğinde görüştük. Orda da merhaba, merhaba… Beni alıp ‘Hocam takım nasıl gidiyor, şöyle yapalım mı vs.’ olmadı. Bana da enteresan geliyor. Ben başkan olsam önce antrenörü çağırırım. Benimle ne konuştu ne bir şey yaptı.
Hasan Arat bana saygı duymadı, yalnız bırakıldım: Basında teknik direktör isimleri çıkıyor ve onu tekzip etmiyorlarsa oyuncu bile seninle çalışırken ‘Hocamız zaten gidecek’ der. Antrenörü o duruma getirmemeleri gerekiyor. Ben onlara nasıl saygı duyuyorsam, onların da bana saygı duyması gerekiyor. Ben başkanıma, Hasan Arat’a nasıl saygı duyuyorsam, o da benim işime saygı duyacak. Herkes saygılı olacak, herkes işini bilecek. Şimdiye kadar hiçbir yanlışım olmamıştır. Ben maddi açıdan hiçbir şey istemedim. Ben ‘2-3 gün olsun da Beşiktaş olsun’ da demedim, öyle birisi de değilim. Ben 2-3 günlük antrenör değilim. Benim bir sözleşmem, maddelerim vardır. Ama burada ben hiçbir şey yazmadım. Ben onlara şunu tavsiye edeyim. Eğer bir antrenör alıyorsanız arkasında durun. Siz onun arkasında durmazsanız tek başına kalır. Sizin desteğiniz olursa farklı olur. Oraya Samet abi ve Feyyaz’ı getirdiyseniz onunla antrenmanı izlersiniz. Kesinlikle yalnız bırakıldığımı hissediyorum.
Kısa olduğu için kampı ben iptal ettim: Devre arası kampına gelince… Birkaç arkadaş var bilerek yazıyor. İlk maçımızı cuma günü oynayacağız. Bizim maçımız çok erken. Oraya kampa gittiğiniz zaman en fazla beş gün kalabiliyorsunuz. Kısa olduğu için ben iptal ettim. Çünkü Fenerbahçe – Galatasaray Süper Kupa oynayacaklar. Onları geriye veriyorlar, bizi erkene alıyorlar. Kamp olayına ben karışırım. Samet ağabey filan kimse karışamaz. Kendi işimi kendim yaparım.
Futbolcular kopmuştu: Dışarıda görülenle takımın içi arasında çok fark vardı. Takım dağılmış bir takımdı. Çocukların yüzlerinden mutsuzluk akıyordu. Kopmuşlardı. Biz çok kısa süre içinde onları birbirine kenetlemeye çalıştık. Sonra yeni yönetim geldi. Onlar da başka katkıda bulunmaya çalıştı.
Gedson oynayabilirdi, korktu oynamak istemedi: Biz maçtan önce doktoru çağırıyoruz. ‘Sakat oyuncu var mı, kadroya alalım mı almayalım mı?’ diyoruz. ‘Gedson oynayabilir’ dedi. Sonra ben çağırdım Gedson’u. ‘Hazır mısın?’ diye sordum. ‘Yok, ben bundan önce üç kere bu haldeyken oynadım, geri sakatlandım’ dedi. Sonra Samet ağabeye söyledim. O da konuştu, aynısını ona da söyledi. Oynayabilirdi, korktu oynamak istemedi.
Eğer ben sezon başı gelseydim Beşiktaş çok daha farklı olurdu: İlk gittiğimde Ahmet Nur Çebi ile görüştüğümüzde başkan bana görev verdikten sonra ‘Beni niye erken çağırmadınız?’ dedim. ‘Kısmet olmadı’ dedi. Eğer ben sezon başı gelseydim Beşiktaş çok daha farklı olurdu. En önemli şeylerden biri hazırlık dönemidir. Güzel geçerse ne sakatlık olur ne bir şey… Daha güzel geçirirsin. Biz geldik, en az 10 tane sakat vardı. Biz bunları sorduk. Ben Şenol hocayı bilirim. Tecrübelidir. Öyle oyuncuya fazla yüklenmez. Biz de öyleyiz. Biz başa gelince oyunculara yüklenemedik, hiçbir şey yapamadık. Sadece konuştuk. En ufak şeyde sakatlanan oldu. Bir Brugge maçı oynadık. Hiç oynamak istemediğim bir maçtı. Oyuncu yoktu çünkü. Stoper yoktu. Ne altyapıda bulabildik, ne başka bir yerde. Onur’u oynattık. Mesela Muleka… Adam açık değil ama açık oynattık. Herkes elinden geleni yaptı, orada disiplini sağladık. Arkadaşlıklar iyiydi. Brugge maçı, Fenerbahçe maçı bizim için iyi geçmeyen maçlardı. Fenerbahçe maçı da dünkü maça benzedi. Orada da basit bireysel hatalar yaptık.
İki ay bile kalmadık: Antrenörlük hayatımda gruplaşmayla hiç uğraşmadım. Oyuncularımızı zaten görüyoruz. Bunun için zaman lazım. Biz iki ay bile kalmadık. Bu zaman zarfında bir şey yapmanız çok zor. Bir ayı geçmiş, Milot Rashica ile ilk defa antrenman yaptık. Adamı göremedik. Elinde malzeme olmadığı zaman yapamıyorsun.
Futbolculara teşekkür ettim: Ben futbolcu arkadaşlarıma laf söyletmem. Onlarla çok güzel şeyler yaptık. Beşiktaşlı futbolcularla iligli konuşmak istemiyorum. Ben onlardan memnunum. Hepsine teşekkür ettim. Artık bir şey söyleme hakkım kalmadı. Oranın tek eksiği iyi bir transfer yapılması. Ben oraya gittiğimde tek üzüldüğüm şey elimde oyuncu olmamasıydı. Onlar oradalardı da sakatlardı. Özellikle Fenerbahçe maçı… Orada çok üzüldüm.
Öz Beşiktaşlıyım: Camiaya kesinlikle kırgınlığım yok. Herkese teşekkür ettim. Öz Beşiktaşlıyım. Başkaları gibi başka kulüplerde oynayan, sonra dönen biri değilim. Sonuna kadar Beşiktaş’ta kaldım. Beşiktaş’ta oynarken, en çok oynayan oyuncusu oldum. Türkiye’de en çok maça çıkan antrenör oldum. Bazı şeyleri görmezden gelebilirim. Orada bir tutku, çok büyüktü Beşiktaşlı olmak. Beşiktaş’ın bir duruşu vardı, ben öyle durdum. Ama bazıları durmadı. Hiçbir zaman pişman değilim. Bana şimdi yine deseler, yine giderim. Ama böyle davranırlarsa gitmem. Onların olmaması gerekiyordu.
Rıza Çalımbay ile yollarını ayıran Beşiktaş, tarihinde ilk kez bir sezonda dört farklı teknik direktör ile çalışacak. Alanyaspor maçında taraftar Sergen Yalçın lehine tezahürat yapsa da yönetimin ilk tercihi yabancı hoca olacak. Gündemdeki isimlerse Fabio Cannavaro, Slaven Bilic, Ruud van Nistelrooy, Frank de Boer, Jorge Sampaoli, Bruno Genesio, Stanislav Cherchesov. Eğer bu teknik direktörlerle anlaşma sağlanamazsa yerli adaylara yönelecek.
Beşiktaş’ın hoca adaylarında ön plana çıkan ilk isimin Bruno Genesio olduğu öğrenildi. En son Fransa Ligue 1 ekibi Rennes’i çalıştıran 57 yaşındaki Fransız teknik direktör, 19 Kasım 2023’den beri takım çalıştırmıyor. Rennes’in başındayken Fenerbahçe ile rakip olan Bruno Genesio sahadan 3-3 ve 2-2’lik beraberlikle ayrılmıştı.
Bir diğer iddia ise son olarak Manchester United’ı çalıştıran Norveçli teknik direktör Ole Gunnar Solskjaer’in Beşiktaş’ın yeni teknik direktörü olacağı yönünde. United öncesi Molde ve Cardiff gibi takımlarda teknik direktörlük deneyimi olan isim Mart 2019-Kasım 2021 arasında İngiliz devini çalıştırdı ve o günden bu yana herhangi bir takımda çalışmadı.