İran ve İsrail arasında ‘Kim daha sert vurur’ atışması
İran'daki kuraklıktan yola çıkan bilim insanları, kurak Yezd ve su zengini Şiraz'da yaşayanları teste tabi tuttu. Sonuçlar Yezd'dekilerin uzun vadeli düşünen, Şiraz'dakilerin hoşgörüyü önemseyen insanlar olduğunu gösterdi. Bu veriler dünya halkları için de geçerliydi. Yani su varsa hayat var.
İklim krizinin yarattığı ortamı her sene aşırı hava olaylarıyla gözlemliyor olsak da meselenin bir de gözle görülmeyen kısmı var. Akademik çalışmalar arasında bu konuya eğilen örneklerin sonuncusu X’te araştırmayı hazırlayanlardan Chicago Booth Üniversitesi İşletme Fakültesi’nde Davranış Bilimleri Doçenti Thomas Talhelm’ın paylaştığı çalışma oldu.
Hamidreza Harati ve Thomas Talhelm’in çalışması iklimin insanlar üzerindeki etkilerini ilginç bir araştırmayla ele aldı. Araştırma, İran’da suyu bol olan, bu vesileyle bahçeleri, üzümü ve şarabıyla meşhur Şiraz şehri ile kuraklığıyla bilinen Yezd’de yaşayanları karşılaştırdı. Yezd’i tutumluluk, sıkı çalışma ve katı din kurallarıyla iç içe olarak tanımlayan araştırmacılar, Şiraz’ı da şiir, sanat, hayattan zevk alma ve şarapla bağdaştırdılar.
Buradan yola çıkan araştırmacılardan Hamidreza Harati, bu farklılıkta iklimin bir etkisi olup olmadığını merak etti ve ‘Su kıtlığı uzun vadeli düşünmeyi mi teşvik ediyor’ sorusunun peşine düştü.
Yezd ve Şiraz’daki üniversite öğrencilerine hoşgörü ve uzun vadeli yönelim üzerine anketler yaptılar. Sonuçta karşılaştıkları, kurak Yezd’de uzun vadeli düşünmenin, suyu bol Şiraz’da hoşgörünün önemli olduğu verisi oldu.
Daha sonra bunun insanların gerçekten davranışlarını temsil edip etmediklerini merak edip ona yönelik bir hamle yaptılar: İş ilanı verdiler.
İran’ın popüler ilan / duyuru uygulaması Divar’da, biri uzun vadeli ve istikrarlı bir iş, diğeri de eğlenceli, esnek çalışma sunan bir startup’taki işe yönelik ilandı. Gelen özgeçmişlerde Şirazlılar, eğlenceli startup’a, Yezdliler istikrarlı işe ilgi duydular.
Merakları durmadı ve sonrasında da bunun İran’a has olup olmadığını araştırmaya niyetlendiler. Çünkü İran kurak bir yer olduğu için su insanların hayatında önem sırasında daha üstte olabilirdi. Dünya Değerler Araştırması’na gittiler. Sonuç İran’ı doğruladı: Suyun daha bol olduğu ülkelerde insanlar hoşgörüye daha fazla değer veriyor. Ve daha az ‘uzun vadeli’ düşünüyorlar.
Kültürlerin su kıtlığı geçmişlerinin psikolojilerini şekillerdirdiğini verilerle gören araştırmacılar, iklim değişikliğinin gelecekte yaratacağı etkiye dair bir öngörüde bulunmak için yeni testlere giriştiler. Çünkü kıtlık tehlikesi günden güne artıyor. Bu kez öğrencilere iklim değişikliğiyle ilgili makaleler okuttular. Biri su kıtlığı diğeri bol su içeren bir geleceğe değiniyordu. Su kıtlığı hakkında okuduktan sonra öğrenciler uzun vadeli düşünmeyi daha önemli, hoşgörüyü daha az önemli olarak gördüler. Su bolluğu içeren makaleden sonraysa tam tersi oldu: Hoşgörü daha önemli, uzun vadeli düşünme daha az önemliydi.
Araştırmacıların görüşü bu zihin yapısının iklim değişikliği için umut kırıntısı taşıdığı. Beyinlerimizin su kıtlığına içgüdüsel olarak tam da iklim değişikliğiyle mücadele etmek için gereken zihniyetle tepki verdiğini gösteriyor.
Kültürlerin uzun vadeli tarihsel ortamlarımıza nasıl adapte olduğuna dair önemli bir kanıt olarak niteledikleri makalede araştırmacılar “Umarız çevremizdeki değişikliklere yanıt vermek için bu uyarlanabilir zihniyeti daha fazla kullanırız” diyorlar. Bize düşen de amin demek oluyor bu durumda. Psychological Science dergisinde yayımlanan makaleyi meraklısı için buraya iliştiriyorum. İyi okumalar.
24 Aralık 2023 - 10Haber’de geçen hafta: Orduda garip gelişmeler
17 Aralık 2023 - 10Haber’de geçen hafta: Hakem yumruklama bile bu gündemde tutunamıyor
10 Aralık 2023 - 10Haber’de geçen hafta: Türkiye gündemine deprem arası
3 Aralık 2023 - 10Haber’de geçen hafta: Seçilbank ve ekonomimizin durumu
26 Kasım 2023 - 10Haber’de geçen hafta: Futbolcuların bu kadar paraya ihtiyacı mı varmış?