Ebrar Karakurt: Rusya Bir Türkiye değil ama güzel
Alman generallerin kriz yaratan ses kaydı sızıntısının ardından İngiltere'nin Ukrayna'ya Taurus füzesi gönderme konusunda Berlin'e baskı yaptığı ortaya çıktı. Alman basını sızıntıyı "utanç verici" olarak yorumladı.
Uzun menzilli Taurus füzelerinin Ukrayna’ya gönderilmesinde kafa karışıklığı yaşayan Almanya’nın başı dertte. Hava Kuvvetleri Komutanı Ingo Gerhartz ve üst düzey subaylarının henüz gönderilmeyen füzeyle Kırım’a saldırı planı yaptığının ses kaydı internete sızınca ortalık karışmıştı.
Geçen hafta Rus devlet kanalı Russia Today (RT) o toplantının ses kaydını yayınlamıştı. Kayıtta Alman generallerin Taurus’ların Rusya’yı Kırım’a bağlayan Kerç Köprüsü’nü nasıl havaya uçurabileceğini tartıştığı ortaya çıkmıştı.
UK urges Germany to give long-range missiles to Kyiv despite Luftwaffe leak https://t.co/nIxN3y8CNU
— The Guardian (@guardian) March 5, 2024
Gündemden düşmeyen bu sızıntıya rağmen İngiltere’nin Almanya’ya Kiev’e Taurus füzesi göndermesi için baskı yaptığı anlaşıldı. Şansölye Olaf Scholz Rusya sızıntıdan yararlanmaya çalıştığı için stratejik Kerç Köprüsü’nü vurabilecek füzeleri Ukrayna’ya vermeyeceğini söyledi. Ancak İngiltere isteksiz Berlin’i Kiev’e uzun menzilli Taurus füze göndermeye çağırdı.
Kremlin propaganda malzemesi olarak gördüğü sızıntıdan yararlanmaya ve Almanya Başbakanı Scholz’a bu konuda baskı yapmaya çalışıyor. Scholz da dün Kerç’i vurabilecek füzeleri göndermeyeceğini yineledi.
İngiltere ses kaydı sızıntısı konusunda Almanya’yı alenen eleştirmek yerine Berlin’in olayı soruşturması gerektiğini söyledi. Bunun yerine Birleşik Krallık, hâlihazırda Kiev’e verilen İngiliz-Fransız yapımı Storm Shadow ve Scalp silah füzelerinin iki katı menzile sahip Taurus füzeleriyle ilgili lobi faaliyetini arttırdı.
Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius yaptığı açıklamada ses kaydının sızdırılmasının arkasında bireysel bir hata olduğunu söyledi.
Pistorius düzenlediği basın toplantısında, ses kaydının sızdırıldığı toplantıda katılımcılardan birinin görüşmeye “yetkisiz bir bağlantı” yoluyla bağlandığını ve sızıntıya yol açtığını ifade etti.
Bir İngiliz yetkili “İngiltere Ukrayna’ya uzun menzilli güdümlü füze sağlayan ilk ülkeydi ve müttefiklerimizi de aynısını yapmaya teşvik edeceğiz” dedi. Yetkili Ukrayna’da az sayıda İngiliz askerinin varlığı olduğunun kabul edildiğini söyledi.
Eski Savunma Bakanlığı çalışanları ise sızıntının rahatsız edici ancak önemsiz olduğuna inandıklarını, konuşmanın çok da spesifik olmadığını vurguluyor.
Ancak Kremlin Sözcüsü Dmitri Peskov eski Rusya Devlet Başkanı Dmitri Medvedev’in “Almanya Rusya ile savaşa hazırlanıyor” demesinden bir gün sonra sızdırılan konuşmaların “batının Ukrayna’daki çatışmaya doğrudan ve kolektif katılımını bir kez daha vurguladığını” söyledi.
Buna karşılık Scholz dün Ukrayna’nın teorik olarak Rusya’nın kalbine saldırmak için bu silahları kullanabileceği endişesiyle Taurus hakkındaki fikrini değiştirmeyeceği konusunda ısrar etti: “Ben şansölyeyim ve sözüm önemlidir.”
Sızdırılan 38 dakikalık konuşma iki hafta önce Alman savunma bakanı Boris Pistorius ile Taurus’lar konusunda yarım saatlik bir toplantı düzenleyen Hava Kuvvetleri Komutanı Korgeneral Ingo Gerhartz ve iki üst düzey subay arasındaki görüşmeyi içeriyor. Görüşme nispeten güvenli olmayan Webex platformunda yapılmıştı ve katılımcılardan biri sohbete Singapur’dan dahil olmuştu.
Sohbet sırasında Alman generallerin saldırıyı Amerikalıların üstüne yıkmaktan söz etmesi de ilerleyen günlerde yeni bir krizin patlak vermesine neden olabilir. Zira Almanlar olası Taurus saldırısında köprünün imhasının ardından Almanya’yı nasıl koruyabilecekleri konusunda bile hazırlık yapıyor. Konuşmada Almanya’nın savaşa direkt katılmış gibi görünmemesi için “Ukrayna’da Amerikan aksanıyla konuşan sivil kıyafetli kişiler bulmak” dahil birçok önlem masaya yatırılıyor.
Ses kaydı sızıntısı Almanya gündemindeki yerini korurken Alman basınının olayla ilgili sorgulaması sürüyor. Bazı yayın kuruluşları konuyu “dinleme skandalı” olarak adlandırırken bazı medya kurumları ise bunu basit bir “dinleme vakası” olarak nitelendiriyor.
Bild gazetesi “Ruslar Alman subayları dinliyor” başlığıyla verdiği haberde Alman Silahlı Kuvvetleri’nin (Bundeswehr) “dinlenme” sorunu bulunduğunu ve NATO ortaklarının ve güvenlik çevrelerinin endişeli olduğunun altını çizdi.
Die Welt gazetesindeki haberde de Rus istihbarat servislerinin Alman subaylar arasındaki bir gizli görüşmeyi dinlemiş olmasının “utanç verici” olduğu savunuldu. Haberde Almanya Savunma Bakanlığı’nın güvenlik açığı olup olmadığını araştırması gerektiği vurgulandı.
“Vladimir Putin’in kurusıkı atışı” başlığıyla verilen haberde Rusya’nın dinleme kaydının yayımlanmasıyla Almanya’ya karşı adeta bir kurusıkı atış yaptığı aktarıldı.
Spiegel dergisindeki haberde de Rus hükümetinin Batı’daki üst düzey hükümet yetkilileri ve askeri yetkililer arasındaki gizli görüşmelerin içeriğini öğrenmesinin çok şaşırtıcı olmadığı yazıldı. Haberde gizli dinlemenin iki soruyu gündeme getirdiği, bunların konuşmanın neden kamuoyuna açıklandığı ve zamanlamanın bunda nasıl bir rol oynadığı ve Rus gizli servisine kolaylık sağlanıp sağlanmadığı olduğu kaydedildi.
Stern dergisindeki “Alman subayların dinlenen konuşmaları: Bir dış utanç anı” başlığıyla verilen haberde de Donald Trump’ın ikinci dönem ABD başkanı olması ihtimali göz önüne alındığında olayın Avrupa’nın birlik içinde olduğunu ve kendini savunabileceğini göstermesinin her zamankinden önemli olduğu bir zamanda gerçekleştiğine dikkat çekildi.
Haberde Vladimir Putin’in neredeyse elinde patlamış mısırla arkasına yaslanıp Avrupa’nın parçalanmasını izlediğinin düşünülebileceğine işaret edildi, “Ona bu iyiliği yapmamalıyız. Bu olayı bir uyanış çağrısı olarak kullanmak için henüz çok geç değil” dendi.
Frankfurter Allgemeine gazetesinde yer alan bir makalede ise dinleme kayıtlarının yayımlanmasının Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin Berlin’e misket bombası atmış gibi etki yaptığı ifade edildi. “Almanya Putin’e mühimmat sağladı” başlıklı makalede Almanya’nın bu gizli bilgiyi Ruslar sayesinde öğrendiğine işaret edilerek Almanya’nın güvenilir müttefik itibarına bunun bir gizlilik felaketi olarak zarar verdiği yorumu yapıldı.
Amerikalıların da kayıtlardaki konuşmalarda Ukrayna’da varlıklarının ortaya çıkmasının sonuçlarını yaşayacağı savunuldu. Amerikalıların Almanların Rus propagandasına böyle üç yıldızlı bir hediye vermesinden hiç de hoşnut olmayacakları kaydedildi.
Muhalefetteki Hristiyan Birlik Partileri (CDU-CSU) ise konuyla ilgili olarak Federal Meclis’te araştırma komisyonu kurulmasından yana görüş bildirdi.
CSU’lu Alexander Dobrindt Alman medyasına soruşturma komisyonunun ihtimal dışı olmadığını söyledi, Şansölye’nin konuyu Federal Meclis’te açıklaması gerektiğini ifade etti.
CDU’lu siyasetçi Roderich Kiesewetter ise “Federal Şansölye Alman Federal Ordusu’nun sahada yer almasının gerekli olduğunu söylerken neden yalan yanlış iddialarla kamuoyunun karşısına çıktığı açıklığa kavuşturulmalı” dedi.
Yine CDU’dan dış politika uzmanı Norbert Röttgen ise Scholz’un kişisel olarak ciddi zarara uğradığını söyledi, “Şu soru ortaya çıkıyor. Rus gizli servisi ve belki de daha yüksek bir makam konuşmayı şu anda yayımlayarak Federal Şansölye’ye neden bu kadar büyük zarar verdi” diye konuştu.