The Guardian 21. yüzyılın en iyi 100 kitabı: 82’si Türkçede, açıklamalı tam liste

19 Eylül 2024
Bu haber 1 ay önce yayınlandı

The Guardian gazetesi 2019'da yaptığı büyük soruşturmada 2000 sonrası yayımlanan en iyi 100 kitabı seçmişti. Listeyi inceledik; Türkçeye çevrilen 82 kitabı belirleyip konularıyla birlikte sıraladık. Listede YKY'den dokuz, Everest'ten altı kitap var.

Aralığın Onu
George Saunders
Çeviren: Niran Elçi
Delidolu Yayınları, 2014
öykü, 248 sayfa.
Yaşayan en büyük yazarlardan biri olarak gösterilen ve NY Times’ın 21. yüzyılın en iyi 100 kitabı listesine de üç kitabıyla giren George Saunders’ın şimdiye kadarki en alaycı, komik ve en rahatsız edici öykü derlemesi.
Sıradan insanın deneyimine odaklanarak kişisel başarısızlıkların, düş kırıklıklarının, tereddütlerin, baskının ve umutla beslenen sınıfsal kaygıların insanı nasıl bir saplantılar labirentine soktuğunu gösteren ‘Aralığın Onu’, Amerikan toplumunu ve aile yapısını anlatırken aslında evrensel bir biçimde insana dair olan karanlık tarafı bulup yakalıyor. Ama bir yandan da insana özgü naifliği ve incinmişliğimizi yüceltiyor.

Depresyon Atlası
Andrew Solomon
Çeviren: Gülden Dedeağaç, Berna Çapçıoğlu, Funda Tatar
Okuyan Us Yayınları, 2005
577 sayfa.
2001 National Book Award’u kazandı, Amazon.com’da 2001’in en iyi kitabı seçildi.
Bu kitap çok okundu… Neden?
Çünkü hepimizin bir yerde ve bir zaman karşılaştığı, kendisinde, çevresinde ya da bir yakınında tanık olduğu, en azından duyduğu bir sorunu ele alıyor: Depresyon.
Üstelik depresyona ‘içeriden’ bakıyor: Depresyonu bütün ağırlığıyla ve defalarca yaşamış ve onunla başa çıkmış bir kişinin ağzından tanımlıyor.
Ayrıca bu kitap bir otobiyografi, aynı zamanda da ilginç bir öykü: Gerçek bir yaşam öyküsünü çok akıcı ve içten bir dille anlatıyor.
Ve depresyonu bir hastalık olmakla kısıtlamıyor: Ona tarihi, bilimsel, ekonomik ve kültürel açılardan, hem de son derece merak uyandıran açılardan bakıyor.
Depresyonu insani açıdan ele alıyor: Depresyon geçirmiş ya da geçirmekte olan çok sayıda insanın öyküsünü de büyük bir açıklıkla ve öykü tadında sunuyor.
En doğru ve güncel bilgileri ustalıkla ve sıkmadan sunarak bizi aydınlatıyor.

İt Kopuk Takımı
Jennifer Egan
Çeviren: Zeynep Heyzen Ateş
Pegasus Yayınları, 2012
roman, 384 sayfa.
Afrika’dan Napoli’ye, New York’tan San Francisco’ya, müzik yapımcılarından soykırımcı generallere, Jennifer Egan karakterlerinin hayatlarını hiç sakınmadan ve şevkle anlatıyor. 1970’lerden 2020’lere uzanan bu romanda, yaşlanan müzik yapımcısı Bennie Salazar ve asistanı Sasha’nın çocukluklarını, kariyerlerini ve aşklarını takip ediyoruz.
Pulitzer ödüllü ‘İt Kopuk Takımı’, Bennie ve Sasha’nın inişli çıkışlı hayatlarının başkalarıyla kesiştiği anları yakalıyor. Jennifer Egan’ın zarif üslubu ve yürek burkan sadelikteki anlatımıyla…

Normal İnsanlar
Sally Rooney
Çeviren Emrah Serdan
Can Yayınları, 2024 (14. baskı)
roman, 264 sayfa.
Sally Rooney’i günümüz edebiyatının yıldızlarından biri haline getiren ve BBC tarafından diziye de uyarlanan ‘Normal İnsanlar’ hakkında The Guardian şu yorumu yapıyor: “’Normal İnsanlar’Günümüzde genç olmayı anlatmaktan fazlasını yapıyor ve herhangi bir zamanda genç ve âşık olmanın ne demek olduğunu bize gösteriyor. Geleceğimizin bir klasiği.”
Connell ve Marianne, İrlanda’nın küçük bir şehrinde yaşayan, aynı okula giden iki genç. Connell okulun en popüler ve başarılı öğrencilerindenken Marianne içedönük, sevilmeyen, hatta dışlanan bir tip. İkili bir gün sohbet etmeye başlar ve bu sohbet giderek uzar, ikisinin de hayatını değiştirecek bir ilişkiye dönüşür. Normal İnsanlar arkadaşlık, karşılıklı çekim ve aşk üzerine bir roman. Sally Rooney lise yıllarından üniversiteye uzanan bir ilişkinin kaydını tutuyor; toplumda yer edinme ve özgürleşme mücadelesi veren, birbirlerinden asla ayrı kalamayan, ancak sevmek için de çetin sınavlar vermek zorunda kalan iki gencin hikâyesiyle bir kuşağı temsil ediyor.

 

Satın Al

Yirmi Birinci Yüzyılda Kapital
Thomas Piketty
Çeviren: Hande Koçak
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2014
iktisat, 768 sayfa.
Bazılarına göre, adaletsizliğin sürekli arttığı dünyada eşitsizlik uçurumları giderek derinleşirken, kimileri de gelirler ve servetler arasındaki mesafelerin doğal bir eğilimle daraldığını, sisteme dışarıdan müdahale edilmezse bu sürecin daha sağlıklı işleyeceğini ileri sürüyorlar. Peki, bu konuda bir fikir oluşturabilmek için eşitsizliklerin uzun vadeli değişim eğrisi hakkında, yani eşitsizliğin dünden bugüne tarihi hakkında bilgi sahibi olmak gerekmez mi?
15 yıllık bir araştırmanın ürünü olan ve ekonomi terminolojisine yabancı olan okurlar tarafından da kolayca anlaşılabilecek bir dille yazılmış ‘Yirmi Birinci Yüzyılda Kapital’, bu konudaki boşluğu çok geniş bir veri tabanıyla dolduruyor. Hem zaman (tarihsel veriler) hem de coğrafya içinde (tüm dünyadan veriler) karşılaştırmalı bir yöntemin kullanıldığı bu temel eser, Thomas Piketty’nin sözleriyle, ‘bir ekonomi kitabı olduğu kadar, bir tarih kitabı’ da olma özelliğini taşıyor.
“Fransız ekonomist Thomas Piketty’nin magnum opus’u (başyapıt) ‘Yirmi Birinci Yüzyılda Kapital’in yılın hatta belki de önümüzdeki on yılın en önemli kitabı olacağını rahatlıkla söyleyebiliriz.” Paul Krugman, New York Times

Nefret, Arkadaşlık, Flört, Aşk, Evlilik
Alice Munro
Çevirmen: Roza Hakmen
Can Yayınları, 2023 (12. baskı)
öykü, 368 sayfa.
Kızının üvey babası tarafından cinsel istismara uğradığını bilmesine rağmen sessiz kaldığı ortaya çıkan Nobelli yazar Alice Munro, bu kitabındaki soluksuz okunan dokuz öyküsüyle de gerçekten günümüzün en usta öykü yazarlarından biri olduğunu kanıtlıyor.
‘Nefret, Arkadaşlık, Flört, Aşk, Evlilik’ adını kâğıt tuzluk falına benzeyen bir oyundan alıyor. Bu oyunu oynayanlar, beğendikleri kişiyle gelecekteki ilişkilerini bu sözcükleri sayarak tahmin ediyorlar. Kitaba adını veren ve film uyarlaması 2013 Toronto Film Festivali’nde ilk kez izleyiciyle buluşan öyküdeki kişilerin yazgısı da bir bakıma benzer bir oyunla belirleniyor.
Bu öykülerdeki kadınlar kendilerini hep iki kutup arasında, hep bir ikilem içinde buluyorlar; evcillik ile bağımsızlık, aile bağları ile özgürlük, beraberlik içinde yürütülen bir ilişki ile yabancılaşmış bir yalnızlık arasında gidip gelen kadınların bazen hüzünlü bazen mizah yüklü yaşam kesitleri sürükleyici bir dille aktarılıyor.

Kavgam 1. Cilt
Karl Ove Knausgaard
Çevirmen: Ebru Tüzel
Monokl yayınları, 2016
roman, 492 sayfa.
Norveçli Karl Ove Knausgaard, tüm dünyada edebi bir sarsıntı yaratan ‘Kavgam’ serisinin ilk kitabı, 2009 yılında çıktı ve kısa sürede 5 milyon nüfuslu Norveç’te yarım milyondan fazla sattı. Ardından 20’den fazla dile çevrildi ve Karl Ove Knausgaard bir edebiyat fenomenine dönüştü.
Serinin ilk kitabı, seriyle aynı adı taşıyan ‘Kavgam’, Adolf Hitler’in ‘Kavgam’ kitabıyla aynı adı taşımasından dolayı eleştirilere maruz kalsa da yazar burada kendi kavgasını anlatıyor. Babasının vefatı üzerine yaşadıklarını sansürsüz bir şekilde okuyucuya sunuyor. Otobiyografik bir roman serisinin ilk kitabı olan ‘Kavgam’, Knausgaard’ın içten tarzıyla okuru kendine çekiyor.
Hiçbir sır bırakmayan bir dürüstlükle yazıyor Knausgaard. O yazdıkça nefesler tutuluyor, heyecandan kalp çok kereler duracak gibi oluyor. Onun yaşamına giriyor, kendi kalbinizden çok ama çok uzaklara gidiyorsunuz ama bir anda orada sadece kendi kalbinizin attığını duyuyorsunuz. Knausgaard ‘Kavgam’da eşsiz bir ustalıkla bize yaşamlarımızı geri veriyor.

Yayın Tarihi: 22.09.2016
Orijinal Adı: My Struggle
ISBN: 9786055159276
Dil: TÜRKÇE
Sayfa Sayısı: 492
Cilt Tipi: Karton Kapak
Kağıt Cinsi: Kitap Kağıdı
Boyut: 13.5 x 21 cm

Yeraltı Demiryolu
Colson Whitehead
Çevirmen: Begüm Kovulmaz
Siren Yayınları, 2023
roman, 334 sayfa.
Çağdaş Amerikan edebiyatının en dikkat çeken yazarlarından Colson Whitehead’in yayımlanır yayımlanmaz çağdaş klasikler arasında anılan ‘Yeraltı Demiryolu’nda yazar Amerika’nın adeta bağırsaklarını deşip ‘rüya’ ülkesinin geçmişine uzanıyor ve okura ilham verici bir mücadele öyküsü anlatıyor. Dünyada bir başına kalmış bir kadının, Cora’nın dünyaya kafa tutma öyküsü bu; öldürmeyip güçlendiren darbelerin, birer nişan gibi taşınan yara izlerinin ve zamanı gelince ya ödenen ya da ödetilen bedellerin öyküsü. Öyle bir öykü ki, çağın karanlığında pırıl pırıl parlıyor ve dört bir yanı saran kötülüğün bataklığında kaybolan ruhlara kuzey yıldızı misali yön gösteriyor.
Diziye de uyarlanan ‘Yeraltı Demiryolu’ hakında yazar Tiya Miles “Bu acımasız romanın sonunu zor getirdim. Ama elimden de bırakamadım. ‘Yeraltı Demiryolu’, kurgu ya da kurgu dışı olsun, köleliği ele alan çok az eserin yapabildiği şekilde gerçeğin kanını akıtıyor. Whitehead’in insan motivasyonu, etkileşimi ve duygusal çeşitliliğine dair tasvirleri karmaşıklıklarıyla hayrete düşürüyor. Burada vahşet kemik sertliğinde ve kırılganlık da okyanus genişliğinde, ancak cesaret ve umut Cora’nın kaçış ısrarında parlıyor. Cora’ya daha önce hiçbir karaktere duymadığım şekilde bağlandım, ruhunun her ihlalinde kalbim kırıldı. Tıpkı Cora’nın annesinin sembolik zafer bahçesini miras alması gibi, Whitehead’in hayali dünyasının biz okurları da Cora’nın cesaretini miras alabiliriz” diyor.

Argonautlar
Maggie Nelson
Çevirmen: Selin Siral
Kolektif Kitap, 2019
anlatı, 232 sayfa.
Kuşağının en sivri, en cüretkâr yazarlarından Maggie Nelson’ın eleştirmenler tarafından övgüyle karşılanan, National Book Critics Circle Eleştiri Ödülü sahibi kitabı ‘Argonautlar’ anneliğe, dönüşüme, müşterekliğe, ebeveynliğe, aileye, dilin ve aşkın imkânlarına felsefi bir bakış yöneltiyor, bu ifadelere ilişkin sınırlayıcı ve tutucu yaklaşımları, daha kapsayıcı tanımlara varma adına süregiden mücadeleyi ustalıkla analiz ediyor. Bunu yaparken temelde sürekli şu soruları deşiyor: Bir kabuğa, bir kimliğe ihtiyacımız var mı gerçekten? Öyle bile olsa, bir kimlikle özdeşleşmek mümkün mü? Nelson tüm bu kalıpların öznel, kendini yenileyen, yanıp sönen doğasına ışık tutmayı sürdürüyor.
Denilebilir ki bu kitap, yazarın kendi deyimiyle ve kelimelerin geniş anlamıyla “Kalbin çok cinsiyetli anneleri” savaşçı argonautlar için yazılmıştır ve bunu “Şanlı beyaz erkeğin” dilini, kimliğini, tutumunu sekteye uğratarak yapar.
“Maggie Nelson bir kez daha büyüleyici bir iş çıkarmış. Anneliği ve queer bir aile olmayı belirli bir biçimde yaftalayan ve yanlış anlayan kültürün zırvalığına ustalıkla sesleniyor.” Michelle Tea

Tüm Hastalıkların Şahı – Kanserin Biyografisi
Siddhartha Mukherjee
Çevirmen: Zeynep Arık Tozar
Domingo Yayınları, 2012
536 sayfa.
Time dergisinin ‘Son 100 yılın en önemli 100 kitabı’ listesine de giren 2011 Pulitzer Ödülü sahibi ‘Tüm Hastalıkların Şahı’ derin bir tutkuyla kaleme alınmış, muhteşem bir kanser ‘biyografisi’: Belgelerde ortaya çıkmaya başladığı binlerce yıl öncesinden onu tedavi etmek, kontrol altında tutmak ve yenmek için destansı bir mücadelenin verildiği 20. yüzyıla ve nihayet özüyle ilgili yepyeni ve kökten bir anlayışa ulaşıldığı günümüze…
Kanserin öyküsü, insan yaratıcılığının, direncinin ve azminin öyküsü olduğu kadar kibrin, paternalizmin ve yanlış algılamanın da öyküsü. Columbia Üniversitesi Tıp Merkezi’nde görev yapan kanser konusunda uzmanlaşmış tıp doktoru Siddhartha Mukherjee imzasını taşıyan kitap, kanserin başkahraman konumunda olduğu bir macera romanı gibi akıyor.
‘Tüm Hastalıkların Şahı’ kanserin gizemini çözme peşindeki insanlara umut ve berraklık sağlayan, büyüleyici, sürükleyici ve fazlasıyla önemli bir kitap.

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.