The Guardian gazetesi 2019'da yaptığı büyük soruşturmada 2000 sonrası yayımlanan en iyi 100 kitabı seçmişti. Listeyi inceledik; Türkçeye çevrilen 82 kitabı belirleyip konularıyla birlikte sıraladık. Listede YKY'den dokuz, Everest'ten altı kitap var.
Karasevdalılar
Javier Marías
Çeviren: Saliha Nilüfer
Yapı Kredi Yayınları, 2024 (10. baskı)
roman, 288 sayfa.
Sarhoş edici bir sevda, birbiri ardına patlak veren kah sevindirici kah üzücü olaylar, cömertlik ve bencillik halleri, cezasız kalma, ölenlerin hayatımızda yer işgal etmeyi sürdürmesi, hafıza, mutlak hakikatin bilinemezliği: Marías’ın en oyunbaz romanlarından biri olan ‘Karasevdalılar’ın muammalarından bazıları. İnsan ilişkilerinin görünenin altında yatan karmaşık yapısına işlenmiş muammalar…
Maria Dolz her sabah işe gitmeden önce kahvaltı ettiği kafede adeta onun için bir mutluluk timsaline dönüşen evli bir çifti gözlemlemeye başlar. Bu, onun için, sabahlara neredeyse daha kolay başlamanın bir yolu olmuştur. Ta ki uzun bir süre bu gözlemlerine ara vermek zorunda kalıp adamın bir meczub tarafından öldürüldüğünü öğrendiği güne kadar… Derken kendiliğinden gelişen bir ilişki María’nın cinayetin ayrıntılarından haberdar olmasını sağlar…
“Karasevdalılar, cinayet romanı gibi görünen metafizik bir keşif gezisi.” The Spectator
Bir Skandal Üzerine Notlar
Zoë Heller
Çevirmen: Mefkure Bayatlı
Grikedi Yayınları, 2024
roman, 263 sayfa.
İngiltere ve Amerika’da uzun süre liste başına kalan bu eserde, 40 yaşındaki bir öğretmenin 16 yaşındaki öğrencisiyle yaşadığı skandal yaratan aşk ve tutku dolu ilişki, arkadaşının notları aracılığıyla okuyucuya aktarılıyor. Zoe Heller’in seçkin bir edebiyat örneği olarak yazdığı bu eser, sürprizlerle dolu olduğu kadar doğal, heyecan verici olduğu kadar da insanın içini sızlatıyor.
Sheba geçen akşam yemekte, Conolly ile ilk kez yolculukları anısını anlattı. Tabii ki, çoğu daha önce duymuştum, çünkü Sheba’nın Conolly olayı hakkında bana birkaç kez anlatılmadığı pek bir şey kalmadı. Ama bu kez yeni bir şey ortaya çıktı. İlk kucaklaşmada onu şaşırtan bir şey olup olmadığını sordum. Güldü. Evet dedi, kokusu onu şaşırtmıştı. Onun bir koku olacağı hiç kimse gelmemişti, gelse bile bucıklet, kola veya ayak kokusu gibi yeni yetmelere özgü bir şey olacaktı. …O anda, içime çektim, sabun, yeni yıkanmış çamaşır kokusuydu. Bakımlı, temiz, mis gibi yıldaydı. Apartmanların havalandırma borularının önünde durup insanı sarıp sarmalayan o çamaşır makinesinin faturasını bilirsin, işte öyle. O kadar temiz, Barbara. Nefesi, diğer çocuklar gibi soğan ve peynir kokmuyor. . .
Gözetleme Kapitalizmi Çağı
Shoshana Zuboff
Çeviren: Tolga Uzunçelebi
Okuyan Us Yayınları,
788 sayfa.
Artık hayatlarımızın vazgeçilmezleri olduğuna muhtemelen kimsenin itiraz etmeyeceği Google, Facebook, Microsoft, Amazon gibi teknoloji devlerinin son yıllarda ulaştığı muazzam güç ve servetin arkasında ne yatıyor?
Harvard Business School profesörü Shoshana Zuboff, bu yüzyılda eşine az rastlanan bir titizlik ve maharetle kaleme aldığı ‘Gözetleme Kapitalizmi Çağı’nda, Silikon Vadisi devlerinin başını çektiği yeni bir iktisadi anlayışın peşine düşüyor: Verinin yeni altın olduğu bir çağda, insan davranışlarını gözetlemeyi, analiz etmeyi ve bunların üzerinden servet edinmeyi hedefleyen küresel çapta bir madencilik hareketi.
Kişisel verilerimiz, konum bilgilerimiz, internet alışverişlerimiz, arama geçmişimiz, robot süpürgemizin hareketleri ya da her an her saniye nabzımızdan haberdar olan akıllı saatimiz… Bu yeni kapitalizm formunu anlamak için tarihe başvurmayı da ihmal etmeyen Zuboff, artık teknoloji dünyasının standart donanımı haline gelen bu gözü kara metodu tüm şeceresiyle ortaya döküyor.
“Piyasa ekonomisinin geleceğindeki esas sıkıntı veri, bilgi ve gözetleme gücünün yoğunluğudur. Sadece mahremiyetimiz değil, bireyselliğimiz de risk altında. Bu rahat okunabilir ve düşünmeye sevk edici kitap bizi bu varoluşsal tehlikelere karşı uyarıyor. Şiddetle tavsiye ediyorum.” Daron Acemoğlu
Kıskanılacak Bir Şey Yok –
Kuzey Kore’nin Sıradan Hayatları
Barbara Demick
Çeviren: Pelin Arda
Redingot Kitap, 2017
432 sayfa.
Altı Kuzey Kore vatandaşının hayatını 15 yıldan fazla bir süre boyunca izleyen ödüllü gazeteci Barbara Demick, günümüzün en totaliter rejimi altında yaşamanın nasıl bir şey olduğunu gözler önüne seriyor bu kitapta: İnternetin kasıtlı olarak kullanılmadığı, insanların birbirlerine hissettikleri sevgiyi göstermelerinin cezalandırıldığı, muhbirlerin ödüllendirildiği ve insanın düşünmeden yaptığı bir yorumun kendisini ömrünün sonuna kadar çalışma kamplarına mahkûm edebileceği bir George Orwell distopyasıdır bu.
Demick, bizleri ülkenin derinliklerinden alıp hükümet sansürlerinin ulaşamadığı yerlere götürüyor; titiz ve hassas gazetecilik anlayışı sayesinde karakterlerinin âşık olmalarına, aile kurmalarına, ihtiraslarını kamçılamalarına ve hayatta kalma mücadelesi vermelerine tanıklık ediyoruz.
Sür Pulluğunu Ölülerin Kemikleri Üzerinde
Olga Tokarczuk
Çeviren: Neşe Taluy Yüce
Timaş Yayınları, 2024 (6. baskı)
roman, 304 sayfa.
Nobel ödüllü Polonyalı yazar Olga Tokarczuk’tan tuhaf bir gerilim masalı, bir kara komedi, her şeyiyle kendine özgü bir hikâye. Akıl sağlığı ve çılgınlık, suç ve adalet, doğa ve insan arasındaki karanlık sınırların kışkırtıcı bir keşfi. Bir ‘katil kim’ romanı kılığında gizlenmiş felsefi bir ağıt… İnsan ve doğa üzerine baş döndürücü bir roman.
Janina, uzak bir Polonya köyünde, karanlık kış günlerini astroloji çalışarak, yıldız haritalarını inceleyerek, William Blake’in şiirlerini tercüme ederek ve varlıklı Varşova sakinlerinin yazlık evlerine göz kulak olarak geçirir. İnsanlar yerine hayvanlarla vakit geçirmeyi tercih eder, fazlasıyla tuhaf ve münzevi tavırları kimilerine göre ‘kaçık’lıktır. Bir gün komşusu Koca Ayak gizemli bir şekilde ölü bulunur. Gelecek günler daha da tuhaf ölümleri beraberinde getirir. Şüpheler ve soru işaretleri yükselirken Janina, tuhaf teorileriyle kendini soruşturmanın göbeğine yerleştirir. Birileri ona kulak verseydi her şey böyle mi olurdu oysa…
Hızlı ve Yavaş Düşünme
Daniel Kahneman
Çeviren: Osman Çetin Deniztekin, Filiz Deniztekin
Varlık Yayınları, 2017
568 sayfa.
Rasyonel yargı ve karar alımını sorgulayan ufuk açıcı psikoloji çalışmasıyla 2002 Nobel Ekonomi Ödülü’ne layık görülen Daniel Kahneman, çağımızın en önemli düşünürleri arasında yer alıyor. Fikirleriyle ekonomi, tıp ve siyaset dahil, pek çok alanı etkilemiş olan yazar, bu kitapta yıllardır sürdürdüğü araştırmaların sonuçlarını bir araya getiriyor.
Okuyucuyla canlı bir sohbete giren yazar, sezgimize ne zaman güvenip güvenmeyeceğimizi ve yavaş düşünmenin ne zaman daha iyi olacağını öğretiyor. İş ve özel yaşamımızda seçimlerimizi nasıl yaptığımızı ve başımıza sık sık dert açan zihinsel hatalardan korunmanın farklı tekniklerini nasıl kullanacağımızı gösteriyor.
Dünyanın Sonunu Önceleyen İşaretler
Yuri Herrera
Çeviren: Bülent Kale
Notos Kitap, 2017
roman, 102 sayfa.
Meksikalı yazar Yuri Herrera, ‘Dünyanın Sonunu Önceleyen İşaretler’de kadın kahramanı Makina’nın, kardeşini bulmak için Gabacho topraklarına geçiş macerasını anlatıyor. Ucunda hayal kırıklığı, başkalaşım ve ölüm tehlikesi olan bu yolculukta Makina’nın dört patrondan da yardım alması şart. Evine dönebilmek için kardeşinin izini sürmek ve bu maço erkekler dünyasında hayatta kalmayı başarmak zorunda.
Herrera’nın Dante’nin ‘İlahi Komedya’sına benzetilen üç romanından ikincisi ‘Dünyanın Sonunu Önceleyen İşaretler’, cehennemin dokuz aşamasını anlatan Aztek mitlerinden izlerle ilerliyor. Kimliğinden sıyrılmak için ölüm şart mıdır, öteki kimdir, dil nasıl biçimlenir… Makina’nın kılavuzluğunda arada kalmışlığın ve çok kültürlülüğün özüne dair çok katmanlı bir yolculuğa atılıyoruz.
Meksika ile Amerika arasındaki göçlere, yeraltı dünyasının tekinsiz işleyişine yakından bakmamızı sağlayan kitap, ‘Bedenlerin Göçü gibi sessizliklerle örülü, hem siyasi hem fantastik hem de distopik bir anlatı.
Beşinci Mevsim – Kırık Diyar 1
N.K. Jemisin
Çeviren: Damla Özlüer
DEX Kitap, 2017
fantastik, 492 sayfa.
Bilimkurgu ve fantastik edebiyatın prestijli ödüllerinden Hugo’da 2016’da en iyi roman seçilen ‘Beşinci Mevsim’, N.K. Jemisin’in hayli ilgi gören ‘Kırık Diyar’ serisinin ilk kitabı.
Bir hikâyenin bitişi bir diğerinin başlangıcıdır. İnsanlar ölür. Kadim usüller gelip geçer. Yeni cemiyetler doğar. “Dünyanın sonu geldi,” genelde bir yalandır çünkü gezegen olduğu yerde durur. Ama bu kez, dünyanın sonu böyle gelecek. Nihai olarak…
İşte size bir ülke. Her ülke gibi sıradan. Ama bu toprak parçası çok kıpırdanıyor ve ona Sükûnet adını vermişler. Sessiz ve acılı bir ironi ülkesi.
Son, Sükûnet’in bir şehrinde başlıyor: Yerkürenin en kadim ve göz kamaştıran şehri. Adı Yumenes ve bir zamanlar bir imparatorluğun kalbiydi. Ne yazık ki imparatorluk ilk günlerinin ihtişamını kaybetti. Her imparatorluğun başına geldiği gibi. Ve bu sonda, üç kadın. Kocası tarafından oğlu öldürülen ve kızı kaçırılan bir anne… Essun. Toprağı duyan bir İmparatorluk Orojeni… Syenite. Bir Muhafız’ın eline düşen özel bir kız çocuğu… Damaya.
Ve belki de yüzyıllar sürecek bir deprem.
İşte böyle başladı. Dinle. Öğren. Dünya böyle değişti.
“Sıradışı ve olağanüstü bir karmaşa.” New York Times
Su Terazisi –
Eşitliğin Artması Toplumları Nasıl Güçlendiriyor?
Richard Wilkinson, Kate Pickett
Çeviren: Elif Özsayar
Optimist Kitap, 2010
320 sayfa.
Yoksulluğun ve eşitsizliğin aşındırıcı etkisini insanlar sezgisel olarak her zaman hissetmiştir. Toplam nüfuslar üzerinden bakıldığında, akıl hastalıkları oranları en eşitsiz ülkelerde en eşit olanlardakinin beş katıdır. Daha eşitsiz toplumlarda insanların cezaevine girme olasılığı beş kat, klinik olarak şişman olma olasılığı altı kat fazladır. Madde kullanımı ve cinayet oranları ise bundan kat kat yüksektir.
Sadece gelir ve gelir dağılımıyla değil, aynı zamanda çeşitli sağlık sorunları ve sosyal sorunlarla ilgili karşılaştırılabilir uluslararası verilerin ışığında hazırlanan ‘Su Terazisi’, gelir farklılıklarının derecesinin, birbirimizle kurduğumuz ilişkileri güçlü bir şekilde etkilediğini gösteriyor.
Siyasetçilerden sosyal bilimcilere, hukukçulardan gazetecilere kadar herkesin yıllarca başvuru kaynağı olacak bir kitap.
Geliş
Ted Chiang
Çeviren: M. İhsan Tatari
Monokl Yayınları, 2017
288 sayfa.
Dokuz farklı hikâyeden oluşan ‘Geliş’ kitabında, 2016’nın en iyi filmleri arasında gösterilen Amy Adams ve Jeremy Renner’ın rol aldığı ‘Arrival’a kaynaklık eden ‘Hayatının Hikâyesi’ de yer alıyor.
Her öyküsüyle bilimkurguya başka bir bakış açısı getiren ödüllü yazar Ted Chiang, kendi araştırmaları ve hayal gücünü birleştirerek eşsiz bir dünya yaratıyor.
“Geçmişte ve gelecekte gerçekleşen her olayın kaydını tutan bir vakayınamenin, Çağlar Kitabı’nın önünde duran bir kadın düşünün. Her ne kadar yazılanlar ışığın etkisiyle zamanla silinse de hâlâ devasa bir cilt bu. Kadın elinde bir büyüteçle insan cildi inceliğindeki sayfaları çevirmeye başlıyor; ta ki hayatının hikâyesini buluncaya dek.
Geleceği bilenler onun hakkında konuşmazlar.
Çağlar Kitabı’nı okuyanlar bunu asla itiraf etmezler.” Ted Chiang
“Ted Chiang yalın, aman vermeden ve ışık saçarak yazıyor.” Colson Whitehead
“Ted Chiang öylesine orijinal ki insanın ağzı açık kalıyor.” Junot Diaz