Blinken ateşkes için dokuzuncu kez İsrail’de: Bu belki de son fırsat
7 Ekim'de Hamas'ın saldırmasıyla başlayan İsrail-Filistin savaşı, futbol dünyasını da etkiledi. Siyasiler topa daldı, sadece futbolcular değil aileleri hedef haline geldi.
Günümüzde savaş artık sadece taraf ülkelerin meselesi değil. Teknolojinin gelişmesiyle konuyla ilgili haberler, resimler, video klipler her yerde yayınlanıyor. İsrail ile Filistin arasında yaşananlar sadece o bölgedeki insanları değil herkesi ilgilendiriyor. Buna ülkeler ve sporcular da dahil…
7 Ekim’de Hamas’ın operasyonu ardından başlayan savaşta 1 aya yaklaşıldı. İsrail’in kesintisiz sürdürdüğü saldırılarda çoğu çocuk 10 bine yakın Filistinli öldürüldü. Gazze’de insanlık dramı yaşanırken birçok Avrupa ülkesi çoktan tarafını seçmiş durumda. Gazze’den gelen görüntüler ne kadar dehşet içerse de Filistin-İsrail konusunda paylaşım yapan sporculara anında ‘kadro dışı bırakma’ ya da ‘spordan men’ gibi cezalar heybeden çıkıyor. Taraftarların tribüne gelmesi yasaklanıyor.
Mesela Bayern Münih’in Faslı futbolcusu Noussair Mazraoui, Filistin’e destek açıklamasıyla bir anda hedef oldu. Bavyera takımı, Mazraoui’nin Filistin’i destekleyen pozisyonunu reddettiğini açıkladı. Hıristiyan Demokrat Birlik (CDU) partili milletvekili Johannes Steiger, Filistin’e destek paylaşımı yapan Mazraoui’nin hem kulüple ilişiğinin kesilmesini hem de sınır dışı edilmesini istedi. Bild, ”Terör desteği yapıyor” manşetini attı.
Almanya’da Mainz takımı da Filistin’e destek veren sosyal medya paylaşımı nedeniyle futbolcusu Anwar El Ghazi’yi önce kadro dışı bıraktı, sonra affetti. 27 Eylül’deki paylaşımında futbolcu, İsrail ile Filistin arasındaki güç dengesizliğinden bahsederek, “Nehirden denize, Filistin özgür olacak” demiş ve paylaşımını bir süre sonra silmişti. Anwar El Ghazi affedilmesinden sonra kadro dışı bırakılmasına neden olan sözlerin arkasında olduğunu söyledi, geri adım atmadı. Mainz da onun sözleşmesini feshetti. Futbolcunun bu karara yanıtı şöyle oldu: “Tek başına kalmak anlamına gelse bile doğru olanın yanında durun. Geçim kaynağımın kaybı, Gazze’deki masum ve savunmasız insanlara yaşatılan cehennemle kıyaslandığında hiçbir şeydir.”
Anwar El Ghazi’nin kullandığı ‘Nehirden denize’ ifadesi, Ürdün Nehri ile Akdeniz arasındaki topraklara atıfta bulunuyor ve Filistin’i desteklemek için kullanılıyor. Bu cümleyi kuran Leicester City futbolcusu Hamza Choudhury’i de paylaşımını silmek zorunda kaldı. İngiltere Futbol Federasyonu resmi olmasa bile İngiliz basınına haber sızdırarak ‘nehirden denize’ ifadesini kullanmaması için kulüplere yazı gönderileceğini açıkladı. Premier Lig yönetimi, maçlarda İsrail ve Filistin bayrağı açma yasağı da getirdi.
Ama yaşamın her alanında olduğu gibi burada da sporcular arasında bir ayrım var. Liverpool’un Mısırlı yıldızı Mohammed Salah, sosyal medasından Filistin’e destek açıklamasında bulundu ve “Bütün hayatlar kutsaldır ve korunmalıdır. Aileler birbirinden koparıldı. Gazze’nin insani yardım almasına acilen izin verilmeli. Oradaki halk, çok kötü koşullar altında” dedi. Futbolcu, Gazze’deki insanlara maddi yardım yaptığı da açıklandı. İsim ünlü ve büyük olunca Hamza Choudhury’ye karşı harekete geçen İngiltere Federasyonu, Salah hakkında sessiz kalmayı tercih etti.
Avrupa’da Filistin paylaşımlarına en sert tepki veren ülkeyse Fransa oldu. Suudi Arabistan’da top koşturan Karim Benzema, yaptığı paylaşımın ardından Fransa İçişleri Bakanı Gerald Darmanin, tarafından teröristlerle ilişki halinde olmakla suçlandı. Ligue 1 takımı Nice, sosyal medyadan Yahudilerin hedef alındığı bir konuşmayı paylaşan ve daha sonra özür dileyip silen Cezayirli futbolcusu Youcef Atal’ın kadro dışı bırakıldığını açıkladı. Savcılık Atal hakkında ‘terörizmi övmek’ suçlamasıyla soruşturma başlattı. Fransa Futbol Federasyonu Etik Kurulu da futbolcuya yedi karşılaşmadan men cezası verdi.
Filistin’e destek veren Celtic taraftar grubu ‘Yeşil Tugay’ (Green Brigade) süreçte ağır yara alanlardan oldu. Atletico Madrid maçında Filistin bayrakları açan grup üyelerinin kombineleri kulüp tarafından iptal edildi. Ayrıca, deplasman bileti almalarına yasak getirildi.
Avrupa’da durum böyleyken İsrail’de tanıdık bir isim eski Sivassporlu Dia Saba zor günler geçiriyor. Maccabi Hayfa’da top koşturan İsrail vatandaşı bir Filistinli olan Saba yakın zamana kadar çok sevilen bir oyuncuydu. Ağustos ayında Haaretz gazetezi, “Dia’yı bir arada yaşamanın sembolü” olarak tanımladı.
7 Ekim’deki Hamas’ın saldırısından sonra onun için işler değişti. Bunun nedeni futbolcunun eşinin sosyal medyasına koyduğu “Gazze’de de çocuklar var” cümlesiydi. Narmin Saba hedef haline geldi. Ona, Hamas saldırısını alenen kınamadığı suçlaması yöneltildi. Çiftin İsrail pasaportlarının iptal edilmesi için kampanya başlatıldı. Tepkiler büyünce Dia Saba, sosyal medyasından ‘Üzgünüm’ diyerek özür mesajı yayınladı. Ama taraftarların tepkisi dinmedi. Dia Saba’yı ‘Hamas sempatizanı’ diye etiketledi.
Hatta Maccabi efsanesi Yaniv Katan bir radyo programında “Saba artık asla Maccabi forması giyemez, giymemeli. Türkiye’ye, Katar’a gitsin. Oralarda oynasın” dedi. Dia Saba’nın takımında forma giyme şansı yok denecek kadar az. Takımdan ayrılmasına kesin gözüyle bakılıyor.
Bazı İsrail vatandaşı Filistinli sporcular, sosyal medya hesaplarına Hamas’ı kınayan mesajlar koydu. Bazı Yahudi taraftarlar ve spor kanaat önderleri azınlıkta kalsalar da sağduyu çağrısında bulundu. Ancak bu sonuç vermedi. Holiganlar, Saba ve diğer Arap kökenli oyuncular sahaya çıktıkları anda onları protesto edeceklerini açıkladı. Buna karşılık Arap Spor Kulübü Derneği de “İsrail’in içinde bulunduğu spor organizasyonlarına hiçbir Arap sporcu katılmayacak” diyen bir bildiri yayınladı. Yaşananlardan sonra İsrail’de futbol karşılaşmaları süresiz askıya alındı.
Türkiye’de de birçok İsrailli sporcu bulunuyor. Türkiye Futbol Federasyonu, geçtiğimiz hafta sonunda Filistin’de yaşananlar için saygı duruşunda bulunma ve takımların siyah kurdele takması için karar aldı. Antalyaspor’un iki İsrailli futbolcusu Ramzi Safuri ve Sagiv Jehezkel, saygı duruşunda bulunmayacağını belirterek kulübe başvurdu. İki futbolcu bu yüzden Gaziantep’e götürülmedi. Safuri ve Jehezkel bir hafta sonraysa takımındaki yerini aldı.
TFF’nin saygı duruşu kararına tepki gösterenlerden biri de Fenerbahçe ve Galatasaray’da bir dönem top koşturmuş İsrailli eski futbolcu Haim Revivo’ydu. 51 yaşındaki Revivo, Instagram hesabından şupaylaşımı yaptı: “Sana yazıklar olsun Türkiye Futbol Federasyonu. Gazzeli vatandaşlar için saygı duruşunda bulunacak siyah kurdaleler takacaksınız ama Hamas’ın katlettiği Yahudiler için bunu yapmıyorsunuz. Bu davranışın Türk halkının çoğunluğunu temsil etmediğine eminim. Ama endişelenmeyin gelecekte tarih sizi yargılayacak.”
Fransa Milli Takımı ile Dünya Kupası’nı kaldıran birçokları tarafından dünyanın en iyi oyuncularından biri olarak gösterilen Cezayir asıllı Zinedine Zidane, “Bir keresinde ağladım çünkü futbol oynamak için ayakkabım yoktu, ama bir gün ayakları olmayan bir adamla tanıştım” cümlesini kurmuştu. Yaşanan savaşta çocuklar ölüyor, belki ayaklarını kaybediyor, sakat kalıyor. Hayatları boyunca yanlarında taşıyacakları bir yük omuzlarına yükleniyor. Siyasetin her zaman içinde olduğu futbol dünyası bir ahlak sınavı veriyor. İnsanlık tarafında olanlar bu sınavdan geçecek politik bakanlarsa kaybedecek.
30 Ekim 2024 - El Clasico’da ‘centilmenler’ İstanbul derbisinde ‘ergenler’
16 Ekim 2024 - Futbol Federasyonu’nda bu kez de Lale Cander krizi… İşte krizin perde arkası
11 Ekim 2024 - Maraton asla maraton değil: Ekrem İmamoğlu etkisi
24 Eylül 2024 - Budapeşte’nin gösterdikleri: Türk satrancı hamle bekliyor