
Eczacıbaşı, THY’ye şans tanımadı
Kurum içi girişimcilik işini yapan şirketlerin çalışanlarının şirkete bağlılıklarının daha yüksek olduğunu gözlemliyorum. Dışarıdan gelen fikirlere açık olan ve girişimlerle çalışan şirketler, daha girişen, eyleme geçen bir bakış açısına sahip oluyor.
Kurumsalda 32 yıl çalıştıktan sonra üç yıl önce ayrıldığımda hiçbir hazırlığım yoktu. Kurum dışında ne yapacağımı bulma konusunda en büyük şansım, yıllar içinde şirkette ve dışında tanıştığım dostlar oldu. Cömertlikleri ve kolektif bakış açıları sayesinde hızla yol alıyorum. İçime sinen, ruhuma iyi gelen işler ve insanlarla çalışmak en büyük haz. Umudum hiç bitmiyor, enerjim hiç düşmüyor ve üretimim hiç durmuyor. Şirketlere, konferanslara ve okullara konuşmacı olarak gitmek, sevdiğim işlerin başında geliyor. Oyunu değiştirmek isteyen yöneticilerle koçluk, mentorluk yapmak, daha verimli takımlar kurmak ve yönetmek, geleceğin liderleriyle çalışmak tüm duyularıma ve duygularıma iyi gelen işlerim arasında.
Potansiyelli ve nitelikli gençlerle buluşmalar yapmak, iş fikirleri geliştirmek; özellikle “Genç Wise” adını verdiğim ve bizim kamplardan çıkan gençlerle ve onların arkadaşlarıyla tanışmak, ağımı büyütüyor. Yirmili yaşların düşünme ve girişme biçimini sevdim.10-15 sene sonra en iyi girişimlerin kurucuları ve kurumsalda fark yaratan şirketlerin tepe yönetimleri en iyi arkadaşlarım olacak, buna eminim. Her davet edildiğim kurum, her buluştuğum topluluk, yeni insanlar ve gençler kafamda bir çok yeni fikir ve oluşumu tetiklemeye başladı. Sadece kendi işime, markama ve iş arkadaşlarıma odaklanmaktan, dışarıda olan bitene gözlerimi sıkı sıkıya kapamışım. Şimdi ise kendimi, daha önce bilmediğim ama aslında daha iyi ifade ettiğim bir habitata bırakılmış gibi hissediyorum.
Ziyaret ettiğim şirketler, tanıştığım yöneticiler, konuşma yaptığım lise ve üniversite öğrencileri, LinkedIn’den gelen mesajlar kendimi zorlamamı ve daha çok eyleme geçmemi sağlıyor. Ne yapacağımı ararken ‘zorlanırım’ diye başladığım bu süreç, “hangisini, kimle yapmalıyım?” diye düşündüğüm, yoğun ama çok keyifli bir sürece dönüşüyor. Girişim alanında kurumların yıllardır yaptıkları, yapmaya başladıkları ve yapacaklarını açıkladıkları haberleri çok yakından takip ediyorum. Girişimcilik konusunda çalışan ve üreten şirketlerin çalışanları da farklı hareket ediyor.
Kurum içi girişimcilik işini yapan şirketlerin çalışanlarının şirkete bağlılıklarının daha yüksek olduğunu gözlemliyorum. Dışarıdan gelen fikirlere açık olan ve girişimlerle çalışan şirketler, daha girişen, eyleme geçen bir bakış açısına sahip oluyor. Tepe yönetimleri girişimcilik ekosistemi ile kol kola yürüyen şirketlerin büyüme hızı ve sürdürülebilirliği çok daha yüksek olacak. Kurum içi girişimcilik artık neredeyse tüm şirketlerin ana gündem maddesi. Hemen hemen her şirket bir girişimcilik programı yürütüyor.
Bankalar, holdingler, enerji, gıda ve içecek sektörü başta olmak üzere her sektörden şirketler bu iş için kadrolar kuruyor, çalışanlarına girişimcilik eğitimleri veriyor, girişimlerle iş birliği yapıyor ve üst düzey yöneticilerini girişimlere mentor olarak atıyor. Benim için bu konu, yapay zeka kadar konuşulması gereken önemli bir konu.
Yapay zekanın yaratacağı tehditleri ve işsizlik konularını her gün okurken, girişimci kafa ve kolektif hareket etme ile çalışanlarda oluşacak bağlılığı hiç konuşmuyoruz. Bu konuda harekete geçmiyoruz, hazırlık yapmıyoruz. Girişimci Kurumlar Platformu olarak en büyük önceliğimiz, tüm şirketlerimizi girişimci kurumlara dönüştürmek.
Şirketlerimizin uluslararası arenada daha yenilikçi ve inovatif ürünlerle katma değer yaratan işlere odaklanmalarını sağlamak.
Bir diğer önceliğimiz, kurumların inovasyon ve yenilikleri tek başına geliştirmek değil, bu konuda daha cesur, çevik ve hızlı adımlar atan girişimlerle yan yana yapmalarını desteklemek.
Girişimlerin sesinin daha çok duyulmasını ve büyük şirketlerden daha fazla destek almasını sağlamak.
Ayrıca, kurum içi girişimcilik faaliyetlerini hem üst yönetimin hem de tüm çalışanların gündemine sokmaya çalışan ve büyük çaba sarf eden inovasyon liderlerini desteklemek ve onları daha görünür kılmak da çok önemsediğimiz bir konu.
Her yıl 5-6 üye şirketimizi ziyaret ederek, hem kurum içi girişimcilik hem de açık inovasyon modelleriyle dışarıdan girişimlerle çalışan şirketlerin iyi uygulamalarını dinlemek için inovasyon liderleriyle bir araya geliyoruz. Yeni dönemde, Enerjisa, Yapı Kredi Bankası, Sabancı Holding ve ARF buluşmalarımızın ardından geçtiğimiz hafta Türk Hava Yolları’nda buluştuk.
Her buluşmamızda farklı şirketlerimizden kırka yakın inovasyon ve girişim liderimizle bir araya geliyoruz. İyi örnekleri dinliyor, birbirimizi tanıyor, yapılan hataları ve iyi uygulamaları tüm açıklığıyla paylaşıyoruz. Her ziyarette inovasyon ekiplerinin tutkusu, sabrı, heyecanı ve dev organizasyonlara ‘girişimci kafası’ yayma çabaları beni heyecanlandırıyor.
Geçtiğimiz hafta uzun zamandır buluşmayı istediğimiz Türk Hava Yolları ekibiyle bir araya geldik. THY buluşmamıza 10 gün kala, Kurumsal İnovasyon ve Projeler Başkanlığı’nı yürüten Lokman Ökten’den bir WhatsApp mesajı aldım:
“Bizim kurum içi inovasyon kültürüne destek olabilmek adına her çeyrek ‘Innovation Talks’ adında etkinliklerimiz oluyor. Bu ay konuşmacı olarak sizi davet etmek isteriz.” Bir fotoğraf ve kısa bir özgeçmiş istediler, “Hangi başlığı koyalım?” diye sordular. Benim cevabım: “Benden ne olur?” oldu. Öğleden sonra GKP olarak THY ekibini dinleyeceğimiz etkinliğin sabah bölümü, benim sunumumla tamamlanmış oldu. Tüm günümü Yeşilköy Havalimanı’ndaki genel müdürlükte geçirmek üzere Söğütlüçeşme tren istasyonundan Halkalı yönüne giden trene atladım. Yeşilköy’e vardım, binaya giriş yaptık ve harika bir ekip bizi karşıladı.
Türk Hava Yolları çalışanları ile inovasyon ve girişimcilik ekibiyle unutulmaz bir gün geçirdik. Innovation Talks’ın 18.! konuğu olarak katılmamdan dolayı biraz sitem ederek başladığım konuşma, “Artık bitirelim, 1.5 saattir sahnedesiniz! diğer panel başlayacak’ uyarısıyla sona erdi. Bilgelik ve inovasyonun, kurum içinde her yaşta, nesilde ve birikimde gizli olduğunu paylaştım. Bu değerleri ortaya çıkaran, insanlara kıymet veren ve onların potansiyelini açığa çıkaran kurum ve yöneticilerin, bağlılık yarattığını ve daha iyi sonuçlar elde ettiğini dile getirdim. Gençlere inanan şirketlerin daha cesur ve büyük adımlar atabildiğini, kariyerimden örneklerle aktarmaya çalıştım.. Her tanıştığımız insandan öğrenebileceğimiz bir şeyler olduğunu ve bunun için iyi bir dinleyici olmamız gerektiğini ekledim.
Hayatımızın her döneminde benzer duygular yaşadığımızı, girişimcilik için en çok ihtiyaç duyduğumuz şeyin kurumsal hayatta da geçerli olduğunu; yani birlikte çalışma, ilham alma ve cesaret gösterme gerekliliğini paylaştık. Her yaşta ve her dönemde bizi durduran endişelerin, kaygıların ve başarısızlık korkusunun benzer olduğunu; fakat bizi en çok durduran şeyin aslında kendimiz olduğunu konuştuk. Konuşmam öncesinde, güzel posterimi tasarlayan ekip üyesiyle de buluşarak ona teşekkür ettim ve birlikte fotoğraf çektirdik.
Günün ikinci bölümünde söz, Türk Hava Yolları İnovasyon ekibindeydi. THY’nin girişim hızlandırma programlarını, kurum içi inovasyon uygulamalarını ve kurum dışı gerçekleştirdiği girişim iş birliklerini dinledik ve alkışladık. “Turkish Airlines Terminal ve Girişimcilik Ekosistemi Faaliyetleri” sunumunda, kurumun girişimcilik ekosistemine sağladığı katkılar ile terminaldeki inovatif uygulamalar anlatıldı. İş birliği yapılan girişim Invamar’ın kurucusu Merve Aydıner, THY ile iş birliklerini ve elde ettikleri sonuçları bizimle paylaştı. Merve’nin heyecanı ve ürünü, bizleri de etkiledi.
Ideaport: Kurum İçi Fikir Platformu sunumunda ise Türk Hava Yolları’nın inovasyonu teşvik etmek ve çalışanlarının yaratıcılığını ortaya çıkarmak için geliştirdiği bu platformun içeriğini dinledik. Kurumsal inovasyon uygulamaları kapsamında, sekiz yıldır başarıyla devam eden Ideaport platformunda yapılan çalışmalar ve alınan inisiyatifler, şirket çalışanlarının—pilotlar, hostesler ve toplamda 90 bin kişinin—inovasyon için harekete geçmesini sağlamış.
Son üç yıl içinde çalışanların 6.500’den fazla fikir üretmesi, bu fikirlerin Kurumsal İnovasyon ekibiyle paylaşılması ve en iyi fikirlerin ödüllendirilerek hayata geçirilmesi, hem şirket hem de çalışanlar için büyük bir motivasyon ve bağlılık yaratmış.Bunun yanı sıra, kurumsal inovasyon projeleri sayesinde milyonlarca dolarlık finansal fayda sağlanmış.
THY, cesur bir adım atarak konusunda uzman bir üniversite ile birlikte tüm kurumsal inovasyon süreçlerini değerlendirmiş ve iyileştirilmesi gereken alanları belirlemiş. Şimdi ekip, güçlü oldukları yönleri geliştirirken, iyileştirilmesi gereken noktaları üst yönetime sunarak aksiyonlar almayı planlıyor. Çok cesur bir hareket olduğunu onlarla da paylaştım ve tebrik ettim. Lokman Ökten, Murat Can Demir ve Ahmet Faruk Tuna, Ph.D.’nin sunumları ilham vericiydi, paylaşımları ve ev sahiplikleri için teşekkür ederim.
Girişimci Kurumlar Platformu’na üye şirketlerin tüm uygulamalarını birbirine açması ve paylaşması, tüm ekiplere katkı sağlıyor. İyi işleri sabırla yapmaya ve anlatmaya devam eden, kriz dönemlerinde bile inovasyona yatırım yapmaktan vazgeçmeyen kurumları kutlamak lazım. Bu alanda çalışan ve şirketlerde girişimcilik kültürünü yaygınlaştırmaya çalışan ve çok önemli roller üstlenen inovasyon liderleri ve ekiplerinin destekçisi olmaya devam edeceğim.
21 Nisan 2025 - Kariyerini sen yaz: Etiketlerden uzak, kendinle yakın
14 Nisan 2025 - Denizli’nin Pecha Kucha’sı var
Tuğrul Ağırbaş Kimdir?
30 yılı aşkın süre ile Türkiye, Rusya ve CIS ülkelerinde FMCG alanında değişik görevler alan Tuğrul Ağırbaş, son 20 yıldır Efes’in global marka olma, satınalma ve birleşme projeleri ve yeni pazarlara giriş işlerini yürüten ekipte, büyüme odaklı projelere liderlik yapmıştır.
Pertevniyal Lisesi ve İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi mezunu olan Tuğrul Ağırbaş öğrenim hayatı boyunca Kapalıçarşı’da değişik alanlarda çalışarak, ticareti ve tüketici davranışlarını öğrenme şansına sahip oldu.
İş hayatına 1990 yılına Anadolu Efes’te Pazarlama uzmanı olarak başlayan Ağırbaş, sırasıyla Proje Geliştirme, Satış ve Pazarlama’da görev aldıktan sonra, son olarak da değişik ülkelerde 16 yıl boyunca Genel Müdürlük görevlerini sürdürdü.
Anadolu Efes’in Rusya operayonunu 10 yıl boyunca yönetti ve dünyanın en büyük bira pazarlarından biri olan Rusya’da satınalma ve birleşmelerle firma pazar payını ikinciliğe taşıyan ekibe liderlik yaptı. Türkiye,Rusya ve çalıştığı diğer ülkelerde büyüme odağıyla çok sayıda yeniliği ve markayı tüketicisiyle buluşturdu.
Efes Türkiye Genel Müdürlük görevini yürüttüğü dönemde ise, marka ve kurumun topluma katkısını büyütme amaçlı, pazarı büyütmeye yönelik, bira kültürü oluşturma ve inovasyon, kültür, sanat, turizm ve spor alanında çok sayıda projeye öncülük etmiş ve tüm paydaşlara katkı sağlayan stratejileri hayata geçirmiştir.
İnovasyon ve yeni ürünlerin hem hızını artırma hem de etkisini büyütme amaçlı, inovasyon ve kurum içi girişimcilik çalışmalarını yapılandırarak ve ekosistemdeki çok sayıda girişimle işbirliği kurarak, Efes’in Start-Up dostu şirket olması yönünde çalışmalara öncülük etmiştir.
Halen çalışmalarını yurtiçi ve yurtdışı şirket ve girişimlere danışmanlık ve üst düzey yöneticilere koçluk yaparak sürdürmekte olan Ağırbaş, Türkiye’de kurumsal şirketlerin, girişimci kurumlara dönüşmesi vizyonu ile 2018’de kurulan ‘ Girişimci Kurumlar Platformu’nun danışma kurulu üyesi ve başkanıdır.
2022 sonunda, ortağı Zeynep Kurmuş ile birlikte, 40+ yaş ve kurumsal deneyimi olanlar için, birikmiş deneyim ve tecrübelerin yeni işlere ve girişimlere dönüşmesini sağlayan, üretim ve paketleme kampı Genwise girişimini hayata geçirmiştir.
Köylerde, çocuktan başlayarak tüm topluma yayılacak yenilikçi bir eğitim anlayışını hayata geçirmek için 2016’da kurulan Köy Okulları Değişim Ağı- KODA’nın yönetim kurulunda görev almaktadır.