Cuma gündemi: Hidayet Türkoğlu döneminde basketbolda çöküş sürüyor
Galatasaray ile Fenerbahçe arasındaki Süper Kupa maçı oynansaydı bir başka skandalı konuşacaktık. Türk futbolunda son bir ay içinde öyle şeyler yaşandı ki Mehmet Büyükekşi ismini tarihe yazdırmayı başardı.
Tarih 23 Ocak 2023… Yer Riva… Mehmet Büyükekşi, Türkiye Futbolu Stratejik Planlama Çalışma Toplantısı’nda konuşurken Mevlana’nın sözünü hatırlatarak “Her şey gelip geçici ey gönül. Bak, az önce aldığın nefes bile geldi geçti. Sen baki olana razı ol” diyor. Ardından devam ediyor: “Hepimiz gelip geçiyiz. Ancak bıraktığımız eserlerle, yaptığımız güzel şeylerle kalıcı olabiliriz.”
Reklamın iyisi kötüsü olmaz derler. Büyükekşi, unutulmaz TFF başkanları arasına girdi. Hem de bunu sadece 21 günde yaptı. Önce Ankaragücü’nün eski başkanı Faruk Koca, FIFA hakemi Halil Umut Meler’e yumruk attı. Bu skandalın dumanı üstünde tüterken İstanbulspor Başkanı Ecmel Faik Sarıalioğlu, hakem kararını beğenmeyip Trabzonspor maçında takımını sahadan çekti. Bu iki olayla Türk futbolunu manşetlere taşımayı başaran Büyükekşi, ‘Durmak yok, yola devam’ diyerek bir de Suudi Arabistan’da yaşanan Süper Kupa skandalının mimarlarından biri oldu.
Onun döneminde yaşanan aktif hakemlerin görevlerini baskı gördüğü için bırakması, hakemlerin gruplaşarak birbirini sabote etmesi, kara para aklama iddiaları, yasadışı bahisle ilgili çıkan haberleri saymıyoruz bile. Bunlar son yaşananların yanında solda sıfır kaldı.
Burada dile getirilmeyen bir konu da Suudi Arabistan’daki Galatasaray – Fenerbahçe Süper Kupa finaline olan ilginin azlığı. Karşılaşma yapılsaydı stadyumda bulunan kişi sayısı 3 bini geçmeyecekti. Bunlardan çoğunluğu da TFF’nin bütçesinden Arabistan’a götürülen ‘konuklar’ olacaktı. Arabistan’da durum o kadar kötüydü ki TFF biletleri ucuzlatmak zorunda kaldı. Arabistan’da Kerem Aktürkoğlu ve Ferdi Kadıoğlu fotoğraflarıyla koyulan afişlerin etkisi olmadığı ortaya çıktı. Tanıtımda Mauro Icardi ve Edin Dzeko gibi dünyaca ünlü isimlerin neden kullanılmadığı ise muamma. Türkiye’nin herhangi bir yerinde karaborsaya düşecek biletler bedava dağıtıldı. Ancak kimse ilgi göstermedi. Maç yapılsaydı bugün masaya yatırılan konu Türkiye’nin iki büyük kulübünün Cumhuriyet’in 100. yılında boş tribünlere oynaması olacaktı.
Ama bunların önemi yok. İstifa kelimesini aklının ucuna getirmeyen ‘kalıcı’ TFF Başkanı, önceki gün yaptığı açıklamada sporun siyasete alet edilmemesine müsaade etmeyeceğini söyledi. Süper Kupa maçının FIFA Statüsü gereğince, FIFA Uluslararası Maçların Düzenlenmesine Dair Talimat’a tabi olduğunu belirtti. Ancak bu açıklamada yer almayan konu Süper Kupa’nın TFF’nin organizasyonu olması. Siz bu organizsayonu yabancı bir ülkede yapıyorsanız anlaşmayla bazı haklarını devrediyorsunuz. Anlaşılan o ki TFF, Süper Kupa finali için yaptığı anlaşmada FIFA Uluslararası Maçların Düzenlenmesine Dair Talimat’a ‘olur’ vermiş.
Süper Kupa Statüsü’nde “Kulüpler, kupa müsabakasında, bulundukları ligin statüsünde belirtilen ve bu statüde aksi açıkça belirtilmeyen tüm hususlara uymakla yükümlüdürler” ifadesi yer alıyor. Galatasaray ile Fenerbahçe bu statünün hükümleri içerisinde hareket etmek zorunda… Süper Lig Statüsü’nün 6. maddesinin 13. fıkrasında da şunlar yer almakta: “Kulüpler müsabaka öncesi sahaya ancak TFF’nin izin verdiği pankartlarla çıkabilirler. Pankartların sosyal ve toplumsal mesaj içermesi şarttır. Kurum ve kuruluşların pankart taleplerini kulüplere yapmaları, kulüplerin de TFF’ye müracaat ederek onay almaları gerekmektedir. Pankartların boyu 14 metre, eni ise 1 metre olmalıdır. Pankart talepleri ancak mesai saatleri içerisinde yapılması durumunda değerlendirilecektir.”
Galatasaray ve Fenerbahçe’nin ‘Ne mutlu Türküm diyene’ ve ‘Yurtta barış dünyada barış’ pankartları için TFF’den izin aldığı biliniyor. Bu durumda Suudi Arabistan ile Süper Kupa için FIFA kurallarının geçerli olacağı anlaşmaya imza atan TFF yetkilileri, bile bile bu pankartlara nasıl izin verdi? Ya da kendi imza attıkları anlaşmayı bilmiyorlar mıydı? Nereden tutsan elinde kalıyor…
İsmet Berkan’ın 10Haber’de yayınlanan ‘Riyad skandalının sorumlusu kim: Federasyon mu, Fenerbahçe mi?’ başlıklı yazısında şu cümle vardı: “Hürriyet gazetesinde Abdülkadir Selvi’nin bir yazısı yayınlandı. Selvi’nin yazıyı yazmak için Futbol Federasyonu Başkanı Mehmet Büyükekşi ile konuştuğu anlaşılıyor ama yazının içinde Büyükekşi’nin tırnak içinde hiçbir sözü yoktu. Yazı yaşananların sorumluluğunu büyük ölçüde Fenerbahçe’nin ve Ali Koç’un üstüne yıkıyordu.”
CNN Türk’te Fulya Öztürk’ün moderatörlüğünde yapılan ‘Akıl Çemberi’ programında da Selvi ısrarla Süper Kupa’nın Suudi Arabistan’da yapılması fikrinin Fenerbahçe Başkanı Ali Koç’a ait olduğunu söyledi. Üstelik TFF tarafından 30 Kasım 2023’te “Süper Kupa’nın Suudi Arabistan’da oynanması fikrinin Sayın Ali Koç’a ait olduğu iddiasının gerçekle uzaktan yakından ilgisi yoktur” açıklaması yapılmasına karşın. Büyükekşi ile görüştüğü ‘izlenimine kapıldığımız’ Selvi’nin TFF’nin açıklamadan bihaber olması düşünülemez.
Fenerbahçe Başkanı’nın Mustafa Kemal Atatürk konusundaki duyarlılığı biliniyor. Hatta Ülker Stadı’nın ismini Atatürk Stadı yapmak için devlet nezdinde girişimlerini sürdürüyor. Ancak Arabistan’daki malum gecede Ali Koç’un yanında Galatasaray Başkanı Dursun Özbek de vardı. Ama son günlerde yaşananlara bakılınca sanki o toplantıda yokmuş gibi davranılıyor. Skandalın sorumluları sayılırken kimi Mehmet Büyükekşi kimi Ali Koç diyor. Halbuki en az Fenerbahçe Başkanı kadar Dursun Özbek de o gün sahaya çıkılmaması için tavır koydu. Peki Dursun Özbek bu işin neresinde? Gerçeklerin ortaya çıkması için TFF, Galatasaray ve Fenerbahçe başkanlarının kendi arasında yaptığı anlaşılan sessizlik yeminini bozması gerekiyor. Bakalım ilk kim konuşacak?
Tabii çatı kurum TFF böyle yönetiliyor da kulüpler farklı mı? Burada verilecek örnek Beşiktaş üzerinden.. Ama siz bunu istediğiniz takıma uygulayabilirsiniz. Beşiktaş Futbol Takımları Genel Koordinatörü Samet Aybaba, basının karşısında çıktı. Uzun uzun konuştu. “Bu takımın patronu benim. Teknik direktörün de üstündeyim. Teknik direktörle saha içi ve takım performansıyla ilgili sadece sohbetim olur. Onun dışındaki her şeyin yetkilisi benim” diyen Samet Aybaba, başkan Hasan Arat’ın görüştüğü 2-3 teknik direktörün olduğunu söyledi. Burada akla şöyle bir soru geliyor… Madem Samet Aybaba dediği gibi tek yetkili, görüşmeleri niye Hasan Arat yapıyor? Samet Aybaba, kendisinin seçmediği görüşmediği bir teknik direktörle nasıl anlaşacak?
Zamanında efsane futbolcu Alex de Souza ile yollarını ayıran Fenerbahçe’nin eski başkanı Aziz Yıldırım, yanına bulunan tercüman Samet Güzel’e dönerek kendisini tasdik etmesi için “Doğru mu Samet?” diye sormuştu. Biz de aynı soruyu teknik direktör seçim yöntemini (kim olduğundan bağımsız) tasdikleyip tasdiklemediğini öğrenmek için soralım: Doğru mu Samet Aybaba!
30 Ekim 2024 - El Clasico’da ‘centilmenler’ İstanbul derbisinde ‘ergenler’
16 Ekim 2024 - Futbol Federasyonu’nda bu kez de Lale Cander krizi… İşte krizin perde arkası
11 Ekim 2024 - Maraton asla maraton değil: Ekrem İmamoğlu etkisi
24 Eylül 2024 - Budapeşte’nin gösterdikleri: Türk satrancı hamle bekliyor