Erdoğan’a ‘Hesap lütfen’ diyecek bir garson var mı?

10 Nisan 2024

2 Nisan 1974 akşam üzeri…

Paris…

Yer Saint Germain Bulvarı üstündeki Brasserie Lipp…

‘Dünyada entellektüeller için bir Hac yeri varsa işte burası’ diyebileceğiniz bir yer.

Tam karşısında egzistansiyalizmin karargahı sayılan Cafe de Flore ve Cafe Les Deux Magots…

O akşam masaya gelen bir ölüm haberi

O nisan akşamüstü Lipp’in ünlü bir siyasi müşterisi vardır.

François Mitterrand…

Akşam yemeğini yerken kendisine bir haber ulaşır…

Fransa Cumhurbaşkanı Pompidou ölmüştür…

Mitterrand yemeği yarıda bırakır, kalkar ve tam kafeden çıkarken garson elindeki küçük tepsiyi uzatarak seslenir:

“Mösyö, hesap lütfen…”

Hesabı Elysee Sarayına gönder

Karşısındaki insan Fransa’nın en ünlü siyasi figürlerinden biridir.

Bir önceki seçimde Fransa’nın kurtarıcı babası sayılan De Gaulle’e karşı Cumhurbaşkanlığı seçimine girmiş ve yüzde 44’te kalarak kaybetmiştir…

Az önce gelen Pompidou’nun ölümü ona ikinci defa Elysee yolunu açabilecek bir haberdir.

Mitterrand garsona bakar ve hafifçe gülümseyerek “Hesabı Elysee Sarayı’na gönderin der…”

Seçimi kazanacağından o kadar emindir ki…

Bu cümle Lipp restoranının tarihine geçerken Fransa siyasetinin duvarlarına da asılı kalır.

Mitterand Pompidou’nun ölümünden sonra yapılacak ilk seçimi kazanacağından “Hesabı Elysee’ye gönderin” diyecek kadar rahat ve emindir.

Ama siyaset kendi kanunlarını kendi yazar.

Bir ay sonra 27 Mayıs 1974 günü yapılan seçimde Mitterrand’ın oyları yüzde 49,5’ta kalacak, rakibi Giscard d’Estaing Cumhurbaşkanı seçilecektir.

François Mitterrand evlilik dışı ilişkisinden olan kızı Mazarine’i kamuoyuna duyurmak için de onunla Lipp’de yemek yedi, gazeteciler de bu yemeği görüntüledi.

Elysee hesabı yedi yıl sonra

Neticede hesap Elysee Sarayı’na değil Mitterrand’a gönderilecektir.

Mitterrand ise yedi yıl daha bekleyecek, 1981’de üçüncü defa gireceği Cumhurbaşkanlığı yarışını kazanacak ve Fransa Beşinci Cumhuriyet tarihinin en çok iz bırakan cumhurbaşkanı olarak tarihe geçecektir.

Elysee’de ilk işi özel radyolara izin vermek, idamı kaldırmak

İktidara geldikten sonra yaptığı ilk işlerden biri özel radyoları serbest bırakmak olacaktır.

Siyasiler için af çıkarır…

İdam cezası kaldırılır.

Eşcinsellik suç olmaktan çıkarılır.

Adalet Bakanlığı eşcinseller hakkında tutulan fişlemeleri yok eder.

Konut ve işyeri sahiplerinin “eşcinsel yaşama biçimini” bahane ederek insanları  evden veya işten çıkarması yasaklanır.

Sağlık Bakanlığı kayıtlarındaki “eşcinselliği zihinsel hastalık” olarak gösteren bütün kayıt ve uygulamalar kaldırılır.

Yedi yıl sonra Lipp hesapları Elysee’ye gitmeye başlar

2 Nisan 1974 günü Lipp restoranında “Hesabı Elysee’ye gönderin” diyen Mitterrand”ın hesabı yedi yıl gecikme ile gerçekleşmiştir.

Ve orada oturduğu yedi yıl boyunca Fransa Cumhurbaşkanlığı makamı Napolyon zamanından beri ilk kez emperyal bir görünüme bürünmüştür.

Brasserie Lipp işte bu tarihi olaylara sahne olmuş bir mekandır.

Lipp’in eski müdürünün hatıra kitabı yayınlandı

Lipp’in eski müdürü Claude Guittard bu ünlü restorandaki hatıralarını anlatan bir kitap yazdı ve kitap geçen ay yayınlandı.

Paris’te geçirdiğim hafta sonu kitabı çok büyük keyifle okudum.

1974 yılında “Hesabı Elysee’e gönderin” diyerek oradan ayrılan Mitterrand 1980’li yıllarda Cumhurbaşkanlığı sırasında da sık sık bu restorana giderdi.

Evlilik dışı ilişkisinden olan kızı Mazarine’i 1994 yılında kamuoyuna tanıttıktan sonra onunla Lipp’te yemeğe giderdi.

Madonna’nın Şukrut yediği restoran

Kimler gelip geçti o restorandan…

Ernest Hemingway oranın müdavimiydi.

Jean Paul Belmondo her salı günü annesiyle orada öğleden sonra yemeğe giderdi.

Restoranın öğleden sonraları kapanan mutfağı salı günleri bir tek onun için açık tutulurdu.

Madonna orada Alsas yemeği olan Şukrut’u yemişti.

Rezervasyonsuz gelen Clinton’a terasta küçük bir masa ayarlanıyor

Rezervasyonunsuz gelen Clinton’a ancak teras kısmında küçük bir masa verilebilmişti.

Siyasette görünmek isteyen herkes oraya giderdi.

Mesela 1965 yılında De Gaulle döneminde daha sonra arka arkaya Fransa Cumhurbaşkanlığı yapacak olan Pompidou ve Giscard d’Estaing aralarında siyasi bir mesele olmadığı göstermek için Lipp’in en görünen masalarından birinde birlikte yemek yerken fotoğraflarını çektirmişti.

Fransa’nın iki eski Cumhurbaşkanı Giscard ve Pompidou eşe dosta kavgalı olmadıklarını göstermek için Lipp’te yemek yemeyi seçmişlerdi.

Apollinaire ve Verlaine Lipp’in müdavimiydi

1880’de kurulduktan sonra en ünlü müşterilerinden biri şair Apollinaire’di. Aynı şekilde Verlaine de oranın müdavimiydi. 

Ünlü manken Kate Moss’un orada bir masanın üstünde yaptığı dans hala konuşuluyor.

Şöhret ve kibirin vestiyere bırakıldığı restoran

Şöhret ve iktidarın verdiği kibir ve kudreti kapıdaki vestiyere bırakarak girilen bir yerdi Lipp…

“Sen benim kim olduğumu biliyor musun” cümlesinin geçmediği bir mekandı.

Kurucusu Cazes’in restorana verdiği kültür şu cümleyle özetleniyordu:

“Mümkün olanın felsefesi…”

Dünya devi Amerika’nın belki de yetiştirdiği en sempatik başkan olan Clinton geldiğinde bile ona ancak teras kısmında bir masa ayarlanabilmişti…

Moskova’da Putin’e ‘Hesap lütfen’ diyebilecek bir garson var mıdır?

Bayramın birinci gününde düşünüyorum.

Mesela Rusya’da Putin’e kapıda “Hesap lütfen” dilebilecek bir garson var mıdır? 

Olabilir mi…

Bir de şunu düşünün…

O garsona hesabı isteme cesaretini veren nedir? 

Mitterand’ın kudretli bir lider olmayışı mı…

Yoksa kudreti korkudan alan bir lider olmayışı mı?

Yoksa kudretini “korku” ve baskıdan almayan bir lider oluşu mu… 

Lipp’in garsonunun “Hesap lütfen” diye kapıda durdurduğu Mitterrand 20’inci Yüzyıl Fransası’nın en güçlü Cumhurbaşkanı olacaktı…

Kendisine uzatılan o hesap pusulasının üstünden yedi yıl geçtikten sonra Fransa’da çalışma hayatı ve özgürlüklerle ilgili bugün hala geçerli olan en köklü reformları yapan muktedir liderdi.

Hesap istenebilir, hesap verebilir bir lider olmak

Yani kibir ve korku ile kudret yaratabilirsiniz…

Ama hesap verebilir, hesap sorulabilir, hesap ödeyebilir bir lider her zaman daha muktedirdir ve tarih onları çok daha mutena sayfalarında yazar.

Ama şunu da unutmamak lazım.

1950’li yılların sonu ve 60’ların başında o kafenin sokağa bakan bir masasına oturduğunuzda her an karşıda Les Deux Magots ve Cafe de Flore’un dış masalarında oturan Juliette Greco, Sartre, Simone de Beauvoir, Boris Vian, Leo Ferre veya Serge Regianni’yi görebilirdiniz.

Bu kafede oturanlar her siyasetçiden hesap ister

Böyle bir restoranda oturan insanlar da her siyasetçiden hesap isteyebilir. 

Geçen hafta Paris’te Lipp’le ilgili kitabı okurken bir de bunları düşündüm işte…

Hepinize mutlu bir bayram diliyorum…

***

(*) Claude GUITTARD: “Lipp Est Une Fete”, Ed du Rocher, 2024

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.