Antik kökenlerimizi neden saklıyoruz?

6 Mart 2024

Bilmediğin bir şeye biliyormuş gibi bakmak, bir hastalıktır.
Lao Tzu

İlk öğrendiğimde ne kadar şaşırmıştım. Çorum bugün sıradan, pek çarpıcı özelliği olmayan bir Orta Anadolu şehri. Öyle değil mi? Oysa Çorum’da Boğazköy olarak da bilinen ve 1986’da UNESCO Dünya Miras Listesi’ne alınan Hattuşa MÖ 17. ile 13. yüzyıllar arasında Hitit İmparatorluğunun başkenti olarak Anadolu’da yüzyıllar boyu çok önemli bir uygarlık merkezi olageldi.

Tabii ki Çorum sadece küçük bir örnek.

Anadolu ve Trakya’daki birçok şehir ve kasabamız çok zengin medeniyetlere ev sahipliği yaptı binlerce yıl boyunca.

Onların bugünkü değiştirilmiş isimlerinin kökeninde de aslında hiç bilmediğimiz (belki de ilgi duymadığımız) bir tarih yatıyor. Onları tarihi kökenlerinden koparıp günümüzde yeni isimlerle süslediğimizde gerçek tarihimizi, değerli bir medeniyet varlığını, kaybediyoruz, farkında değiliz.

İlk dinler, medeniyetler, icatlar, liderler hep bu kadim coğrafyadan çıkmış. Her şeyi Türklük ve İslam ile özdeşleştirmek zorunda değiliz, kendimizi kandırmaktan başka bir işe yaramıyor bu.

Bölgedeki yerleşim yerlerinin isimlerinin etimolojik kökenlerine bakınca bu zenginliği görmek hem şaşırtıyor, hem de sevindiriyor.

Hep merak ediyordum. Araştırıp bazılarını buldum, ama kaynakları okurken Sedat Kapanoğlu ve Seda Nur Ataman’ın daha fazlasını yaptıklarını gördüm. Wikipedia, Vikipedi ve Nisanyan Sözlük’ten de yararlanarak ustaca derlemişler bu bilgilerin bir kısmını.

Tek sıkıntı, zaman zaman Vikipedi’deki bilgilerde Ermeni isim kökenleri her nedense atlanmış, yok sayılmış, şayet Türklük ve İslam referansı bulunamazsa doğrudan Hitit ya da Yunan kaynakları ile irtibatlı kılınmaya gayret edilmiş. Sanki güneşin üzeri balçıkla sıvanırmış gibi, bütün bilimsel tarihi kalıntılar, kaynaklar ve külliyat ortada iken.

Türkiye’deki 81 il ve 911 ilçenin isim kökenlerine bakınca karşımıza Türkçenin ötesinde bambaşka kapılar çıkıyor. Özellikle de illerin neredeyse üçte ikisinin eski isimleri Yunan, Hitit, Asur, Ermeni kökenlerden geliyor.

Sözgelimi Kastra kelimesi Latince ‘kale’ anlamına gelmektedir. Bölgenin yerleşimcileri bir Bizans hanedanı olan Komnenler. Kastamonu şehri ismini, Kastra ve Komnen kelimelerinin birleşiminden almış.

Frigya dili ve Yunancada Ancyra kelimesi gemi çapası anlamına geliyor. Frigler, Galatlar ve Romalılar tarafından Ἄγκυρα’ olarak bilinen şehrin adı, Latin harfleriyle Batılı kaynaklara Ancyra olarak geçmiş. Türklerin Anadolu’ya gelmesinden sonra ise kentin adı Engürü ve Engüriye olarak değişime uğramış. 16. yüzyıla ait çeşitli resmî Osmanlı evraklarında ise şehrin adı Ankara olarak geçiyor.

Van ilinin eski tarihlerde adı Viane olarak geçiyor. Bölgede yaşayan Urartular topraklarını Viane olarak tanımlamış ve kendilerine Vianılı demişler.

Hakkari adı eskiden Van gölünün güneyinde ve bir bölümü de İran’a doğru uzanan yörelere yerleşmiş “Hakkar” aşiretinin isminden geliyor. Arap dilinde bölgenin adı “Hakkariye” olarak geçmekteyken Yunanca’da bölge ‘Hakkiarı’ olarak anılmış.

Rize’nin adı Yunanca ‘dağ yamaçları’ anlamındaki Rıza veya Rızaion’dan geliyor.

Siirt adının Sami Dili’nden geldiği öne sürülüyor. Sirte Yunanca / Saird Ermenice olduğu da söyleniyor.

Eski Hitit tabletlerinde İkuwanıya, Bizans döneminde İconium ve günümüzde kullanılan Konya.

Sebastea kelimesi klasik antik dönemde sıkça görülen bir Yunanca bir yer ismiydi. Sivas’ın antik adı da buradan geliyor. Niğde’nin Yunanca karşılığı Nigdi kelimesi. Hititler devrinde “Nakita” isimli bir yerleşim merkeziydi.

Eski çağlardaki Bitinya bölgesinin başkenti olan Bursa’ya kurucusu Bitinya Kralı Prusias’ın adı verilmiş.

Bizanslı Etien’e göre Uranus’un oğulları Adanos ve Saros, Tarsus ile savaşarak burayı ele geçirmişlerdir. Bunlardan Adanos kente (bugünkü Adana) kendi adını verirken Saros da Seyhan ırmağına kendi adını vermiştir.

Başka hangi çarpıcı kent isimler var?

Afyonkarahisar: Opium Yunanca.

Ağrı: Ararat “Kral Ara’nın Dağı,” Urartuca.

Amasya: Amaseia, Yunanca.

Antalya: Attaleia “Kral Attalos’un Beldesi,” Yunanca.

Ardahan: Arta-Han, “Han Ülkesi,” Ermenice.

Artvin: Arta-Vanı “Verimli Ülke,” Ermenice.

Balıkesir: Palaeokastron, “Eski Kale,” Yunanca.

Bartın: Parthenia, Yunanca.

Bayburt: Baydbert, Ermenice.

Bilecik: Belekoma, Hititçe.

Bitlis: Bedlis, Büyük İskender’in Makedon Komutanı

Bolu: Muhtemelen “şehir” anlamına gelen Polis, İstanbul ve Safranbolu gibi.

Biraz deşeleyince başka isimler de çıktı ortaya…

Burdur: Polydoro, Bizans.

Çankırı: Gankıra, Hitit.

Diyarbakır: Diyar-ı Bekir, Arapça. Şehrin Arap işgalinden önceki ismi Amed, Asur.

Edirne: Hadrianapolis, Yunanca.

Elazığ: Mamüretülaziz, “Aziz inşaası,” Bu Arapça isim Osmanlı tarafından konmuş.

Erzincan: Yerznka, Ermenice.

Erzurum: Arzan Ar-rum “Rumların Arzan’ı,” Türkçe; Arzan/Artsan Ermenice.

Gaziantep: Aintap “Kral Yolu,” Hitit.

Giresun’a Kerasus (yani “Kiraz”) Yunan.

Antakya: Antiochia, Yunan.

Isparta: Yunanca.

İstanbul: Eis Stinpoli, Yunan, Konstantinopolis, Yunanca.

İzmir: Smyrna, Yunanca.

Kars: Karı Gürcüce.

Kayseri: Caesareae, “Sezar’ın Kayzer’in Yeri,” Roma.

Kilis: Kilşeh, “Kireç,” Arapça.

İzmit: Eis Medeia, “Nikomedeia,” Yunan.

Kütahya: Kotyaion, “Yunan Tanrıçası Kotys’in Şehri,” Yunan.

Kırklareli: Kırk Kilise, Türkçe Saranta Ekklisses “Kırk Kilise,” Yunan.

Malatya: Malıdıya, Hitit. Melid, Asur.

Bitmedi…

Fazla uzatmak istemiyorum ama öğrendiklerimi de kayda geçirmeden geride bırakmak istemedim:

Manisa: Magnesia, “Yunan Kabilesi Magnetlerin Beldesi,” Yunan.

Mardin: Marde, Süryani.

Mersin: Yunanca.

Muğla: Mobolla, Hitit/Karya.

Muş: Musa “Suyu bol,” Süryani, Arjantin ovalarını sulayan nehir.

Sakarya: Zakharion, “Saldırgan,” Yunanca.

Samsun: “Eis amisos,” “Amisos,” Yunanca.

Sinop: Sinope, Yunanca, Sinowa Hititçe.

Şanlıurfa: Urfa, Hitit.

Tokat: Dökeia, Bizans.

Trabzon: Trebizond, Trapezus, “Masa,” Miletli Yunan tacirlerin koyduğu isim.

Zonguldak: Zone geul-dagh, “Göldağı bölgesi,” Fransızca.

Coğrafyası kozmopolit yapısıyla yüzyıllardır var olagelmiş bu şehirler, sadece bizlerle baki değil. Bunların isimlerinin etimolojik kökenlerini araştırmak iyi hoş ama insanın aklına bu coğrafyanın tarihi geçmişi ile ilgili ciddi soruları getiriyor, medeniyetler, etnik, dini ve dil aidiyetlerine ilişkin bilmediğimiz gerçekleri de suratımıza vuruyor. Fanatik milliyetçilik geçmişteki isimleri değiştirmeye, onları adeta unutturmaya, hatta yok etmeye sevk ediyor kimilerini.

Oysa bu tarihi mirası bir zenginlik, çeşni olarak görmeliyiz. Orta Asyalısı, Kafkası, Farsı, Arabi, Ermenisi, Hittiti, Asurlusu, Yunanı, Yahudisi, Süryanisi, Kürdü ile.

Ne mutlu ki biz onların mirasçısı ve koruyucusuyuz. Gocunacak bir durum değil bu. Tam tersine gurur duyulacak, üzerine yeni hikayeler yazılacak bir vakıa.

Sonuçta bu ülkenin 85 milyon vatandaşının ebedi vatanı olduğu gerçeğini hiçbir şey değiştiremez, sakın korkmayın.

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.