Uzak durun sizi aşağı çekenlerden, kendiniz olmaya devam edin

20 Nisan 2024

Bazı insanlar vardır, etliye sütlüye pek bulaşmazlar. Renksiz kokusuzdurlar. Ne kendilerine ne başkalarına faydaları vardır. Genellikle başkalarının hatalarını keşfetme, eleştirme, çekiştirme, kıskanma, karalama meşguliyeti onları ayakta tutuyordur.

Siz koku, renk, görüş verip inanmadığınız şeylere direndiğinizde, alışılmadık tabulara, genel geçer düşünce kalıplarına aykırı bir şeyler yaptığınızda hemen ücra köşelerinden çıkar acımasızca hedef tahtasına yerleştirirler sizi.

Sanki üzerlerine vazifeymiş, başka işleri yokmuş gibi.

Kendilerinin hayatta cesaret edemeyeceklerini açık yüreklilikle, samimiyetle, sözcükleri ağzınızda çiğnemeden söylediğiniz, yazdığınız, dahası icra ettiğiniz, eyleme dönüştürdüğünüz için sizi paspas yapmak isterler ayaklarının altında. Becerirler beceremezler o ayrı konu.

Belki farkında değiller.

Bu davranışların, tepkilerin altında “kedinin ulaşamadığı ciğere pis demesi” tarzında bir travma, dışavurum, ruhsal rahatsızlık yatıyor olabilir.

Aslında aynısını içten içe kendisi de yapmak, ifa etmek, dile getirmek istiyordur. Yetersizlik hisseden küçümser, yetinmeyen eleştirir. Yani, kim sana ne veriyorsa onun kaynağı aslında kendisidir.

Onun için siz siz olun bakmayın, prim vermeyin kimsenin sizi geriye çekme, pasifize etme, mahcup etme, ruhunuzu çökertme, kendilerine benzetme çabalarına.

Bildiğinizi okuyun, merakınızdan, cesaretinizden milim taviz verip onların şekillendirmek istediği gibi olmayın.

Pek kolay bir şey değil ama elden geldiğince içinizdekileri herkesle paylaşmayın, sırdaşınızı iyi seçin, gün gelip çattığında aleyhinize kullanmasın zafiyetinizi.

Korkularınız da hayalleriniz de şayet becerebiliyorsanız içinizde kalsın, kendinize saklayın.

Başarınız, sevinciniz varsa sanmayın ki herkes sevinecek, içtenlikle tebrik edecek, irtifa kazanmanıza sevinecek. Yok öyle bir şey. En yakın çevreniz bile – bazen farkında olmadan – sizi, mutluluğunuzu, hayattaki kazançlarınızı bilinçsizce kıskanır.

Büyük bir ihtimalle kendisi de istediği ve olduramadığı için.

Yakanızdan düşürün sizi aşındıranları süratle. Söylemesi kolay yapması zor olsa da. Yalnız kalmak istemez kimse, çevresindekilere tahammül eder bu yüzden.

Dolu dolu, deli dolu, rengarenk yaşamaya devam edin hayatı ki ileriki yaşlarda dilinizi keşkeler, amalar, ahhh ahh nidaları sarmasın, pişmanlık hissini duymayın.

Elbette her yaptığımız, söylediğimiz doğru olmayabilir.

Olmasın da.

Hepimiz öğrendikçe, bilinç düzeyimiz yükseldikçe farklılaşıyoruz, kalitemiz, zekamız keskinleşiyor.
Ama hiç geriye gitmiyoruz, hep ileri yürüyor, hatta koşuyoruz fiziki gücümüz, beyin kıvrımlarımız ve değerlerimiz izin verdiği öiçüde. Kendinize güvenin, başkalarının düşünce ve algılarına göre yaşamayın.

Bu yüzdendir ki, ısrarla altını çizerek söylüyorum:

“Sakın ha sakın geri adım atmayın, cesaretinizi, sevginizi, merakınızı köreltmelerine müsaade etmeyin, hoşgörüyü lügatınızdan çıkartın bu temel anlayış konusunda; çünkü siz hatalarınızla sevaplarınızla siz olduğunuz gibi değerlisiniz, hep öyle kalın.”

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.