En nefret ettiğim erkek tipi

Uzun süredir ne Netflix’te ne de Disney Plus’ta ilgimi çeken bir dizi bulabiliyorum. 

Dizilerde kalite beklentimin yüksek olduğunu kabul ediyorum. İki platformun da son koyduğu diziler eskiden seyrettiğimiz örneğin bir Breaking Bad, Homeland, The Americans, House of Cards, Ozark’da alıştığımız hikaye ve oyunculuk kalitesini bir türlü  tutturamıyor. 

Denemeyi sürdürüyorum ama hangisinden başlasam yeni diziler eskilerde olduğu gibi beni çekip içine alamıyor ve seyretmeyi yarıda bırakıyorum.

Dizi seyretme bağımlılığım da olduğundan çareyi eskiden benim için klasikleşmiş olanları yeniden seyretmekte buldum. Ozark’ı tekrar seyrettikten sonra şimdi de House of Cards’a başladım.

Tuhaf bir şey oldu. Bu diziyi seyrederken New York’ta  lisansüstü sınıfında bize ders kitabı olarak okutulan Janet Malcolm’un ‘The Journalist and the Murderer’ çalışmasını hatırladım. Kitabın başlangıcının birkaç sayfasını bile tekrar okumak House of Cards’daki Tom Yates karakterinden neden öfkeli bir şekilde nefret ettiğimi çözümlememe yetti. Bu Yates karakteri dizide güya başkanın hayatını yazacak ama eşiyle ilişki yaşıyor. Sülük gibi yapıştığını bırakmıyor, her şeye burnunu sokup işleri daha da içinden çıkılmaz hale getiriyor. 

Janet Malcolm da bahsettiğim kitabında eğer gazeteci makuldüşünürse mesleğinin ahlaken savunulacak bir yanı olmadığını görür diyor. Çünkü gazeteci bilgi almak için başkasının dostuymuş gibi davranır ve alacağını alıncaya kadar bu yalanı sürdürebilir. 

Dizideki Tom Yates bence Malcolm’un bu tespitinin dizide hayata geçirilmiş biçimiydi.

Ne yalan söyleyeyim bu tiplerden öyle nefret ediyorum ki Tom Yates karakteri başkanın eşi tarafından öldürtülünce sevindim bile, açıkçası içim rahatladı.

Dizide bir başka gazeteci daha var. Bakın onu sevdim, ona hiçbir tepkim yok.Aslınada saygı da duydum. Nefret ettiğine nefret ettiğini, sevdiğine de sevdiğini söylüyor. Açık sözlü ve mert, ilkelerinden pek taviz vermiyor. Bir konuda ipucu buldu mu peşini katiyen bırakmıyor.

O da sadece bu araştırmacı ısrarı nedeniyle dizide devlet tarafından öldürtülüyor. Bu olay da bana benden yaşlı arkadaşlarımın anlatttığı Uğur Mumcu’yu çağrıştırdı.

Şunu da söylemezsem çatlarım. Ben New York’ta öğrenciyken Beyaz Saray muhabirliğinin gazeteciler arasında neredeyse kutsal, çok prestijli bir görev olarak görüldüğü duyardım. Ama bu dizide  görüyoruz ki  Beyaz Saray muhabirliği hiçbir çekici yanı olmadığı gibi son derece de sıkıcı  rutin bir görev. Bu tür gazeteciler adeta başkanın halkla ilişkicileri gibi çalışıyor bence.

Aman neyse ne, bugün aslında beni fazla ilgilendirmeyen konulara girdim. Diziyi bu ara seyretmekte olduğumdan içim fazla dolmuş galiba. Bu dizi de bitince ne yapacağım bakalım.

Dizi ve film platformları belki bir bir sürpriz yapıp yeni ve kaliteli diziler koyar martta. Bu arada yayına başlayacakları söylenen HBO ve Hulu’yu da heyecanla bekliyoruz.