Sizi yeni bir işte en çok ne motive eder?

Her birimiz işte ve özel hayatımızda farklı motivasyonlarla yaşıyoruz. Ama her koşulda, farklı yaşların ve farklı kafaların dünyanın her ülkesinde bir araya gelerek üretmeye başlaması, eyleme geçmesi ve beni de bir parçası yapması beni heyecanlandırıyor.

9 Haziran 2025
İsviçre, yabancıları içine, oyuna, hayata katmayı seviyor. Milliyetçilikten çok ülkenin yararına olan her karar ve uygulama pragmatik olarak uygulanıyor. Küçüklüğünün ve coğrafi yapısının da etkisi var.

En sevdiğim işler, üretirken, satarken ve en önemlisi tüketirken hepimize mutluluk veren gıda ve içecek işleri. O yüzden 32 yıl tek sektörde ve en sevdiğim ürün için çalıştığımı düşündüm hep.

Bira, insanlık tarihiyle birlikte ortaya çıkmış ve günümüzde hâlâ en popüler içeceklerden biri olmaya devam ediyor. Hatta her sene çeşitlenen yeni tatlar ve sayıları dünyada her geçen gün artan, talebi büyüyen craft (butik) üreticiler ile daha da güzelleşen bir ürün. Bana göre hiçbir ürüne benzemez. Üretim süreci meşakkatli, hammaddelerinin tamamı doğadan ve  doğal, üretimi ise  ustalık ve sabır gerektiren, neredeyse zanaatkâr işi diyebileceğim kadar tutku isteyen bir iş. İşte yeme-içme işleri deyince, benim de katkı vermekten en zevk aldığım, katkımı daha heyecanla ortaya koyduğum, akşamları konuşmaktan sesim kısılsa da mutlu uyuduğum işler oluyor.

Bayramın birinci günü beni uçağa bindirip başka bir ülkeye götürecek, uçaktan inip üretim tesislerini gezdirecek, tam bir gün bir otele kapanıp akşama kadar strateji ve iş planı hazırlatacak kadar heyecan verici. Hem yeme-içme sektörü hem de bu işlerin üretimi, pazarlaması, inovasyonu beni en çok heyecanlandırmaya devam edecek sanırım. Şu anda İsviçre’deyim. Son üç yıldır daha çok tanıdığım, çalıştığım ve öğrendiğim; arkadaşlar edindiğim bir ülke.

Satın alma ve birleşmeler en zor işlerdendir

Danışmanlık firmasında finans sektöründen artık sıkılıp “gerçek bir işte” kendini arayan ve yatırım bularak iki gıda üretim şirketini birleştirme hayali kuran otuzlarının başında bir kurucu ile, ona destek verecek sektörü bilen, ülkeyi tanıyan küçük bir ekiple işi, birleşmeyi ve geleceği konuşuyoruz.

Satın alma ve birleşme iş hayatının en keyifli, aynı zamanda en zor ve yorucu işlerindendir. Türkiye’de bir kez, yurt dışında ise çok sayıda satın alma ve birleşme yönettim. Çok iyi hazırlık ister. Uykusuz gecelere, gece yatağınızın kenarındaki not defterinize not alarak uyumaya hazır olmalısınız.

En çok zorlandığım işler şirket birleşmeleri oldu. Ama organik büyüme yerine hızlı büyüme ve pazara hızlı giriş yapmak için iyi hazırlıkla büyük fırsatlar sunar. İyi hedef koyarak, iyi takım kurarak ve odaklı giderek pazara yeni bir soluk getirerek hem yeni oyuncu kıvraklığını hem de rakiplerin hatalarını analiz ederek ve oralara oynayarak hızlı büyümeler sağlayabilirsiniz.

İsviçre, yabancıları içine, oyuna, hayata katmayı seviyor. Milliyetçilikten çok ülkenin yararına olan her karar ve uygulama pragmatik olarak uygulanıyor. Küçüklüğünün ve coğrafi yapısının da etkisi var: Her yer dağlık, ağırlıklı olarak hizmet sektöründe çok gelişmiş, yer altı kaynakları yok. Ya da zanaat konularında – saat, mücevher gibi – katma değerli işlerde çok iyiler. Bu yıllardır hiç değişmiyor.

Yurt dışına çalışmaya giden çok İngiliz, Amerikalı, Hollandalı gördüm ve birlikte çalıştım. Ama İsviçreli neredeyse hiç görmedim. Ülke herkese iş fırsatları sunmaya ve onları işe yerleştirmeye çok planlı yaklaşıyor. Meslek liseleri eğitimin kalbinde. Hangi konuda ihtiyaç varsa liseler ve üniversiteler sadece o konuda eğitimler açıyor.

Akşam televizyonda İsviçre-Meksika futbol milli takımı hazırlık maçına gözüm takıldı. Milli takımın başında Murat Yakın var, en iyi golcüleri Arnavut kökenli ve gollerden birini yine Türk kökenli bir oyuncu attı. Ülkenin en büyük 10 şirketini yöneten liderlerin 7’si göçmen kökenli yöneticilermiş.

İsviçre’de  aile işlerinde yeni kuşak işi devam ettirmek için isteksiz

Üniversitelerde, ilaç sektörü araştırma işlerinde dünyanın her ülkesinden gelen bilim adamları çalışıyormuş. Kanseri önlemek için 30 yıldır araştırma yapan büyük ekibin içinde her ülkeden gelen araştırmacılara kucak açılmış. Hatta otuzlarında 3 Türk kadını da bu önemli ekibin parçaları imiş.

Yine beni şaşırtan şeylerden biri ise İsviçre’de  aile işlerinde yeni kuşağın işi devam ettirmek için isteksiz olması. Büyük ve orta boy aile şirketlerinin %70’i bu nesilden sonra ya satılacak ya da kapanacakmış. Ailenin yeni kuşakları ya devam etmek istemiyor, ya ailenin çocuğu yok ya da devam eden işi tam öğrenmediği için işi sürdüremiyormuş.

Konuştuğum gençlerden biri ilkokul öğretmeni olmak için üniversite okuyor. Daha sonra tarih alanında uzmanlaşmak istediğini, dünyadaki İsviçre okullarında öğretmenlik yaparak dünyayı gezmek istediğini anlattı. İşe başlama maaşı ilkokul öğretmeni olarak 6 bin frank, orta öğretim için 8 bin frank dedi. Öğretmenlik eğitimi aldıktan sonra atanmak için bekleme olmadığını ekledi. Orta öğretim için ve bir derste uzmanlaşmak için 2 yıl daha okuması gerektiğini ekledi. 3.ve 4. sınıf okurken haftanın önce 2 günü, sonra da 4 gününü okulda gerçek derslere girerek geçireceğini söyledi.

Biz de 3 gün oturup iki aile işini birleştirerek yeni ve büyük bir gıda üretim işi yaratma üzerine çalıştık.Oldukça farklı yaş ve deneyimin çeşitlilik gösterdiği bir gruptuk. İçimizde bir üretimci, bir satışçı, bir finansçı ve bir de ticaret yapan bir uzman vardı. Yaşlar ise 20’li, 30’lu, 40’lı ve 50’li yaşlardaydı.

Öncesinde tüm tarafları dinleme ve üretim mekanlarını görme şansına sahip olduğum için, ortaya çıkabilecek tüm sorunları ortaya koyan sunuş hazırlamıştım. Gün boyunca daha önce yapılmamış bir açıklık ve netlikte sorunlar masaya döküldü. Taraflar fikirlerini ortaya koydu, hedefler konuşuldu ve bir iş planı yapıldı. Gelecek toplantının ilkeleri netleşti.

Kimin cevabı beni düşündürttü?

Konuşmanın ortasında herkese tek tek “Senin burada olma sebebin ne?” ve “Bu iş seni neden heyecanlandırıyor?” diye motivasyonu anlamak için sorular sordum.

En genç katılımcımızdan “güç sahibi olmak” cevabı gelince hepimizi düşündürttü. Sadece maddi değil, paranın yaratacağı ve topluluk içinde sağlayacağı şan, şöhret ve kabul edilme durumu… Yaşça bana yakın olanlarda ise yaratılan işle gençlere örnek olma, hatta iş büyüdükten sonra kurulacak bir vakıfla eğitime fon ayırma gibi “geri verme” düşüncesi öne çıktı. 30’lu ve 40’lı yaşlardakiler ise başarma, marka yaratma ve sonra işi satarak yeni işlere girme motivasyonunu konuştular.

Her birimiz işte ve özel hayatımızda farklı motivasyonlarla yaşıyoruz. Ama her koşulda, farklı yaşların ve farklı kafaların dünyanın her ülkesinde bir araya gelerek üretmeye başlaması, eyleme geçmesi ve beni de bir parçası yapması beni heyecanlandırıyor. Özellikle gençlerin heyecan ve açlıklarına hız kazandırmak, işin ve heyecanın parçası olmak çok keyifli. Bakalım bu iş nasıl büyüyecek? Nerelere gelecek? 3-5 yıllık planlar gerçekleşecek mi?

Sadece beni heyecanlandıran işleri kendim yapmak yerine, bu işi yapacak gençlere yoldaş olmak, birbirimizden öğrenmek ve onları dinleyerek aralarında yol almak, hem onlara hem bana iyi geliyor. Yeni bir işte sizi en çok motive eden şey ne olurdu?

İyi bayramlar!

Tuğrul Ağırbaş Kimdir?

30 yılı aşkın süre ile Türkiye, Rusya ve CIS ülkelerinde FMCG alanında değişik görevler alan Tuğrul Ağırbaş, son 20 yıldır Efes’in global marka olma, satınalma ve birleşme projeleri ve yeni pazarlara giriş işlerini yürüten ekipte, büyüme odaklı projelere liderlik yapmıştır.

Pertevniyal Lisesi ve İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi mezunu olan Tuğrul Ağırbaş öğrenim hayatı boyunca Kapalıçarşı’da değişik alanlarda çalışarak, ticareti ve tüketici davranışlarını öğrenme şansına sahip oldu.

İş hayatına 1990 yılına Anadolu Efes’te Pazarlama uzmanı olarak başlayan Ağırbaş, sırasıyla Proje Geliştirme, Satış ve Pazarlama’da görev aldıktan sonra, son olarak da değişik ülkelerde 16 yıl boyunca Genel Müdürlük görevlerini sürdürdü.

Anadolu Efes’in Rusya operayonunu 10 yıl boyunca yönetti ve dünyanın en büyük bira pazarlarından biri olan Rusya’da satınalma ve birleşmelerle firma pazar payını ikinciliğe taşıyan ekibe liderlik yaptı. Türkiye,Rusya ve çalıştığı diğer ülkelerde büyüme odağıyla çok sayıda yeniliği ve markayı tüketicisiyle buluşturdu.

Efes Türkiye Genel Müdürlük görevini yürüttüğü dönemde ise, marka ve kurumun topluma katkısını büyütme amaçlı, pazarı büyütmeye yönelik, bira kültürü oluşturma ve inovasyon, kültür, sanat, turizm ve spor alanında çok sayıda projeye öncülük etmiş ve tüm paydaşlara katkı sağlayan stratejileri hayata geçirmiştir.

İnovasyon ve yeni ürünlerin hem hızını artırma hem de etkisini büyütme amaçlı, inovasyon ve kurum içi girişimcilik çalışmalarını yapılandırarak ve ekosistemdeki çok sayıda girişimle işbirliği kurarak, Efes’in Start-Up dostu şirket olması yönünde çalışmalara öncülük etmiştir.

Halen çalışmalarını yurtiçi ve yurtdışı şirket ve girişimlere danışmanlık ve üst düzey yöneticilere koçluk yaparak sürdürmekte olan Ağırbaş, Türkiye’de kurumsal şirketlerin, girişimci kurumlara dönüşmesi vizyonu ile 2018’de kurulan ‘ Girişimci Kurumlar Platformu’nun danışma kurulu üyesi ve başkanıdır.

2022 sonunda, ortağı Zeynep Kurmuş ile birlikte, 40+ yaş ve kurumsal deneyimi olanlar için, birikmiş deneyim ve tecrübelerin yeni işlere ve girişimlere dönüşmesini sağlayan, üretim ve paketleme kampı Genwise girişimini hayata geçirmiştir.

Köylerde, çocuktan başlayarak tüm topluma yayılacak yenilikçi bir eğitim anlayışını hayata geçirmek için 2016’da kurulan Köy Okulları Değişim Ağı- KODA’nın yönetim kurulunda görev almaktadır.

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.