Merak virüsünü hep içinizde tutun

28 Şubat 2024

Merak aslında özgür bir yaklaşımın tezahürü. Çocuklar da en özgür canlılar. Yetişkin olup merak duygusunu kaybetmeyenlere de “hâlâ çocuksun,” “çocukluk yapma” diye telkinde bulunmuyor muyuz?

Kimilerine bazen sıra dışı, bazen maraza, bazen defolu bile görünürüz çocuk gibi merak dolu isek ve onu ifade etmeyi, yansıtmayı becerebiliyorsak.

Ne zaman ki merak sonucu çoğunluğun hayranlığını veya kabulünü sağlarız, işte o zaman bize rol model mertebesi layık görülebilir. Tabii ki toplum “bu kadarı da fazla ama” diyene kadar.

Merakın çeşitleri olduğunu da unutmayalım: entelektüel merak, araba merakı, kuş merakı, kumar merakı, kadın merakı, başka insanların hayatını merak, doğayı merak gibi.

Hangisinin peşinden gidersek “acaba ne kaçırdık” kaygısı ile diğerini merak ederiz.

Hayat her şeyi alternatifiyle sunuyor, arasından tercih yapıyoruz. Seçmediğimiz, yapmadığımız tercih “keşke seçseydim” ile “iyi ki seçmemişim” arasında oyun oynuyor bize.

Merak olmasa tekerleği de, elektriği de, telefonu da, yeni kıtaları da bulamayacaktık. Ama arada enteresan şeyler de yaşatıyor hayat bize.

Binlerce yıl önce tekerleği icat eden insanoğlu onu bavula monte ederek hayatı kolaylaştırmak için niye çok uzun yıllar bekledi? Acaba meraksızlığın sonucu muydu bu? Yani şablonik ve ezberci bakış nedeniyle çocukların yaptığı hızda eşleme yapamamamızdan mı kaynaklanıyordu?

Alın size bir merak konusu daha.

Çok meraklı olunca…

Hep şikayet ederiz ya, artık teknoloji sayesinde günümüzde müthiş bir bilgi bombardımanı var, üzerimize üzerimize gelen, her istikametten ateşlenen.

Bunların üstesinden kolaylıkla gelemiyoruz, bazen beynimiz patlayacak gibi oluyor. Çoğunu da hafızada yer kalmadığı için tutamıyor, süratle siliyoruz. İzi bile kalmıyor. Gün 24 değil, 24 bin saat olsa bunlara yetişemeyeceğiz kendimizce bir öncelikler sıralaması çıkartmaz, gerçekten ilgi ve merak duyduklarımızı özenle ayıklamazsak. Bilgi kirlenmesi, sahte kaynaklar da cabası. Bunlar bizi doğruları ayıklamak için ayrı bir çaba göstermek zorunda bırakıyor.

Bana sorarsanız kitap ve makaleler belli çapraz denetimlerden geçtiği için nisbeten daha garantili. Televizyon programları da daha özenli olabiliyor, RTÜK tarzı bir “Demokles’in Kılıcı” tepelerinde olduğu için. Gazeteler sahibinin sesi haline dönüşüyor, iş menfaatleri ya da siyasi baskılar çerçevesinde yapılanıyor yayın politikaları. Internet üstünden dünyanın dört bir tarafına yayılan haber ve analizlerin ne kadarı doğru, ne kadarı yanlış, ne kadarı saptırma ya da hurafe bunları günümüzde ayırt etmek gerçekten çok zor. Hele hele işin içine yapay zekanın yarattığı inanılmaz saptırma ve aldatmacalar girdiği zaman.

George Loewenstein’ın “Merakın Psikolojisi” çalışması merakın bildiklerimizle bilmek istediklerimiz arasındaki boşluktan kaynaklandığını anlatıyordu, hatırlıyorum.

Her insanın merak dozu, iştahı tabii ki aynı olamaz. Kimileri çok merak edip heyecanla ve şevkle bunun izini sürerken bazıları kulağının dibinde top patlasa duymuyor, ilgi düzeyi çok düşük. Adeta yerinden kımıldatamıyorsunuz. Gözlerinizdeki merak ışıltısını anlamak bile istemiyorlar. Ellerindeki, kafalarındakiyle yetiniyorlar.

Bana sorarsanız, soyadım “Öğütçü” değil “Meraklı” olmalıydı

O sayede daha dinamik hale geliyor, zihnimizi canlı tutuyor, yeniliğe, ilerlemeye açık oluyoruz. Etrafımıza yayıyoruz öğrendiklerimizi de. Dahası bu hayata sıkı sıkıya tutunmamızı, kendimiz dışında bir dünya yaratmamıza imkan sağlıyor.

Bu konuda eşsiz zenginlikte bir literatür var. Aristoteles açısından merak evrensel olanı bilme arzusu, öğrenme ise kendi iyiliği için bilgiyi arama idi. Napolyon ise şöyle diyordu: “İnsanı yükselten iki güçlü destek vardır. Korku ve merak.” Dünyayı sanat ve icatlarıyla yüceltenlerden Leonardo Da Vinci “Hayata doymak bilmez bir merakla yaklaş, kesintisiz öğrenmek için sürekli arayış içinde ol” deyişini kendisine şiar edinmiş bir dahi.

W. Arthur Ward’ın “Merak öğrenme mumunun fitilidir” ve Albert Einstein’ın “Özel bir yeteneğim yok, sadece tutkuyla meraklıyım” sözleri çalışma odamda asılı.

Meraklısına beyin açıcı sorular

Benim meraktan mütevellit yanıt aradığım sorulardan bazıları şöyle:

  • 245 tonluk Boeing 787’ler nasıl kalkıyor ve durmadan 14500 km yolu nasıl kat ediyor? Karada, havada ve denizde yolculuk yapacak araçlar ne zaman piyasaya çıkıyor?
  • Fatih Sultan Mehmet’in hocası Molla Gürani Kürt asıllı mıydı?
  • Geçen 3500 yılın sadece 230 yılını barış içinde yaşadığımızı, bundan sonraki
    yüzyılın da daha iyi geçmeyeceğini düşününce stres düzeyimiz artıyor mu?
  • Kentlerimizin Hitit, Roma, Bizans, Ermeni, Yunan, Süryani ve Arap kökenli isimleri neydi, binlerce yıl önce nasıl anılırlardı, onları niye değiştirdik?
  • Rusya’nın nüfusu neden azalıyor, oradaki Türk kökenli özerk cumhuriyetlerde durum önümüzdeki 30 yılda nasıl gelişecek?
  • “Şayet böyle olsaydı ne olurdu?” tarzında alternatif tarih anlayışına göre Mustafa Kemal yerine Enver Paşa Anadolu’ya çıkıp Kurtuluş Savaşının liderliğini
    üstlenseydi ne olurdu? Atatürk İngilizlerin desteklediği bir lider miydi?
  • Yanlış bildiğimiz atasözleri ve deyişler hangileri? Türkçe’de cinsiyet, etnik ve dini ayrımcı deyişler neden çok fazla?
  • Nedir bu dilimizi işgal altında tutan Fransızca, İngilizce, Arapça, Farsça sözcükler? İbranice’de kaç Türkçe sözcük var?
  • Tevrat’tan Kuran’a yansıyan ne gibi benzerlikler var?
  • Dünyadaki halihazırda Kürt kökenli iki devletin cumhurbaşkanı hangileri?
  • Hafızası en güçlü hayvan olan filin günde sadece iki saat uyuduğunu biliyor muydunuz?
  • İnsan neden hiç rüyasında kendisini görmez?
  • Seksin spor performansını kötü etkilediğini söyleyen bilim adamları bunu neye dayandırıyor?
  • Mevlana Celaleddin Rumi’ye atfedilen “Bizim dergâhımız ümitsizlik dergâhı
    değil; yüz kere tövbeni bozmuş olsan da gene gel!” deyişi başka birisine mi ait?
  • Ahtapotlardaki toplam 500 milyon sinir hücresi ne işe yarıyor? Neden bazı insanlar artık ahtapot yemek istemiyor?
  • Türkler neden dünyada pek sevilmiyor?
  • Kıbrıs’ta uluslararası tanımada neden ısrar ediliyor?
  • Yemek tatlarının arkasındaki hikayeleri biliyor musunuz?
  • ABD’yi gerçekte Pentagon mu yönetiyor?

Daha bitmedi…

  • Erkek kadının nesine aşık olur? Bekar kalmak sağlığa iyi geliyor mu? kaprisli kadınlardan Kurtulma yöntemleri?
  • Sahte Tabloları Ve Yalancıları nasıl anlarsınız?
  • En basit zekâ geliştirme yöntemleri nelerdir? Eran Katz’a göre hafızanızı nasıl
    güçlendirirsiniz?
  • Çinliler ve Ruslar arasındaki benzerlikler? İş görüşmelerinde nelere dikkat etmelisiniz?
  •  İngilizcenin aslında Kuzey Batı Almanya, Danimarka ve Hollanda kökenli bir dil olduğunu biliyor muydunuz?
  • Birleşik Krallık’ta kralın pasaportu hangi renk? Dünyanın en eski pub’ı nerede?
  • Fransa’da kadınların pantolon giymesi hâlâ yasak mı? Kaç çeşit peynirleri var?
  • Almanların da mizah anlayışı değişiyor mu? Onlara iyi mutfak nasıl öğretilmeli?
  • Nüfusu süratle azalan, yaşlanan Rusya’nın geleceğinde Türki özerk cumhuriyetlerin Rolü Olacak?
  • Tarihte çok kısa süre ayakta kalmış olan İran’daki Mahabat Kürt Cumhuriyeti Nasıl Yıkıldı?
  • Viski ne kadar süre saklanabilir? Kaç çeşit viski var?
  • 2050’lerde hangi teknolojiler hayatımızı şekillendirecek? Hangi meslekler
    batacak, hangileri yükselecek?
  • Hangi istihbarat teşkilatı dünyanın en güçlüsü? Gizli örgütler kapalı kapılar
    ardında neler yapıyor?
  • Tek tanrılı dinler öncesi antik dünyada seks neden ayıp, tabu ve günah
    görülmüyordu? Ne değişti de bugünkü anlayış yerleşti?
  • Akadlar’ın ucuz işçi ve köle olarak gelip Sümer medeniyetininin yıkılışına sebep olmasından bugün için alınacak dersler var mı?
  • İŞİD’İ kimler yarattı, savaş sınırımıza nasıl geldi, Kürtlerin oyun planı ne?
  • Masa’da mı olacağız Menü’de mi?
  • Z Kuşağı bizden ne istiyor?

Merakın sağlığa yararı

Bu ve benzeri soruları hep sormalı, çevremizi sorgulamalıyız. Merakın sağlığa da faydası var üstelik. Beyni dinç, zinde tutuyor, gevşemiyorsunuz, her an harekete, zıplamaya hazırsınız. Bir doktor dostumdan dinlemiştim, 11 saat ve daha fazla süre hareketsiz kalmanın sağlığa ciddi zararı oluyormuş. Damarsal tıkanmalar, kas gerilmesi ile yaşam süresinin kısalması, kalbin ritminin bozulması, beyinde yavaşlama, Alzheimer gibi.

Merak virüsü zaten vücudunuza girdikten sonra bu illetten kurtulma şansı olmuyor. Vücudumuzu oluşturan 37 trilyon kadar hücrenin her birine sirayet edeceğinin garantisini verebilirim.

Destek Yayınları için “ZENGİNLİĞE GİDEN YOL MERAK: DOĞRU BİLDİĞİMİZ YANLIŞLAR” başlıklı bir kitap hazırlıyorum.

Sizden de bekliyorum merak üzerine anekdotlar, aklınızı kurcalayan sıra dışı sorular…

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.